Bu Blogda Ara

Güzel Sözler

18 Kasım 2013 Pazartesi

Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu

19 Temmuz 2013 CUMA

Resmî Gazete

Sayı : 28712


GENELGE


Başbakanlıktan:

Konu : Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu.

GENELGE

2013/8

Birleşmiş Milletler tarafından 30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılan ve ülkemiz tarafından imzalanan BirleşmişMilletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi, diğer insan hakları sözleşmelerinde yer alan medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların tümünü bir araya getirmiş ve engelli kişilerin haklarının teşvik edilmesi, korunması ve kullanımının sağlanması için taraf devletlere düşen yükümlülükleri ortaya koymuştur. Sözleşme, engelli kişilerin kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıkları da dahil olmak üzere, kişilerin doğuştan sahip oldukları onura ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesi, engelliliğe dayalı ayrımcılık yapılmaması, engelli kişilerin topluma tam ve etkili katılımı, farklılıklara saygı gösterilmesi ve engelliliğin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesi, fırsat eşitliği, erişilebilirlik, kadın ve erkek arasında eşitlik ile engelli çocukların kendi kimliklerini koruyabilmeleri için haklarına saygı duyulması gibi ilkeler üzerine temellendirilmiştir.

3/6/2011 tarihli ve 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi ile; "Engellilerin ve yaşlıların her türlü engel, ihmal ve dışlanmaya karşıtoplumsal hayata ayrımcılığa uğramadan ve etkin biçimde katılmalarını sağlamak üzere; ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, engellilere ve yaşlılara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak" görevi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilmiştir.

Bu itibarla; engelli haklarının korunması, kullandırılması ve geliştirilmesine ilişkin konularda idari ve yasal düzenlemelere ilişkin çalışmalar yapmak, önerilerde bulunmak, kaydedilen gelişmeler hakkında kamuoyunun aydınlatılması amacıyla yapılacak çalışmaları değerlendirmek, engelli hakları konusunda alınabilecek önlemlere ilişkin tavsiyelerde bulunmak, bu konuya ilişkin strateji belgesi ve eylem planları hazırlatmak ve onaylamak, engelli haklarıkonusunda kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu sağlamak üzere “Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu”(Kurul) oluşturulmuştur.

Kurulun; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın veya gerektiğinde Aile ve Sosyal Politikalar BakanlığıMüsteşarının başkanlığında; Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Yükseköğretim Kurulundan üst düzey temsilcilerin ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanı ve Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı tarafından belirlenecek engellilerle ilgili faaliyet gösteren diğer kurumlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yeterli sayıda temsilcinin katılımıyla kurulması uygun görülmüştür.

Kurulun çalışma usul ve esasları, yıllık toplantı sayısı ile toplantı zamanları Kurul tarafından belirlenecek, sekretarya hizmetleri, alınan kararların uygulanmasının takibi ve koordinasyonu Aile ve Sosyal Politikalar BakanlığıEngelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecektir. Kurul tarafından ihtiyaç duyulması halinde alt kurul, komite, danışma grupları ve geçici ve kalıcı çalışma grupları oluşturulabilecektir. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek birlikleri ve özel sektör temsilcileri de Kurul toplantılarına davet edilebilecek, alt kurul ve komite çalışmalarında yer alabileceklerdir.

Kurul tarafından alınan kararların il ve ilçe düzeyinde uygulanması, sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla il ve ilçe kurulları kurulmasına Kurulca karar verilebilecektir. İl ve ilçe kurullarının kimlerden oluşacağı, görevleri ile çalışma usul ve esasları Kurul tarafından belirlenecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca ilgili kurumlara duyurulacaktır.

Kurul çalışmalarının bir bütünlük içinde yürütülmesi, engelli hakları konusunda kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun sağlanması ve Kurul tarafından alınan kararların uygulanması için tüm bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarınca gereken destek ve yardım sağlanacaktır.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.



Recep Tayyip ERDOĞAN

Başbakan

16 Kasım 2013 Cumartesi

Polio ve Post Polio Sendromu

Akut Poliomyelit
Poliomiyelit, beyin ve spinal kord on boynuz hucrelerini tutan akut viral bir hastaliktir. Virus, spinal korddaki motor noronlari boylu boyunca hasara ugratir. Motor korteks, premotor kortikal alanlar, bulbus ve retikuler formasyon da etkilenebilir (1). Ilk kez 1789'da ingiltere'de gorulen poliomyelit, 1950'lerde ciddi epidemilere yol acmistir. Ukemizde de 1957 yilinda ciddi epidemi gorulmustur.
Epidemiler sirasinda poliomyelitin 4 ayri klinik tipi tanimlanmistir.
Subklinik polio: Hasta enfeksiyondan haberdar degildir ve enfeksiyona aktif immunite kazanir.
Abortif polio: Akut solunum enfeksiyonu veya gastroenteriti taklit eder. Ates, bas agrisi, kusma, ishal, bogaz agrisi gibi semptomlar ortaya cikar.
Nonparalitik polio: Bas agrisi, boyun, bel ve ekstremite agrisi, ates, kusma, letarji, irritabilite, boyun ve belde, ozellikle hamstring kaslarinda spazm ve hassasiyetle gider.
Paralitik polio: Non-paralitik polio semptomlarina ek olarak kas gucsuzlugu vardir. Uc; formda gorulebilir:
a. Spinal polio: Alt motor noronlarin hasarina ve noronal kayiplara bagli olarak ilgili kaslarda flask paralizi gelisir.
b. Bulbar polio: Retikuler formasyon ve beyin sapindaki kranial sinir cekirdeklerinin tutulusuna bagli olarak kranial sinirler tarafindan innerve edilen kaslarda gucsuzluk soz konusudur.
c. Ansefalitik polio: Nadir gorulur. Beyin noronlarinin hasarina baglidir.
Akut enfeksiyon sirasinda %95'lere varan oranda motor noron kaybi gelisebilir. Ancak saglam kalan motor noronlardan gelen kollateral innervasyon ile gucsuzluk onlenmektedir. Dolayisiyla klinik olarak gucsuzluk ortaya cikmasi icin belli sayinin uzerinde kayip olmasi gereklidir. Bir baska deyisle, klinik paralizi olmaksizin asiri oranda motor unit kaybedilmis olabilir. Hayvan deneylerinde, gorunen bir kas gucsuzlugu icin motor noronlarin %60'inin kaybolmus olmasi gerektigi gosterilmistir (2). Bu bulgular, akut enfeksiyon sirasinda etkilenmedigi dusunulen, kas gucu normal olan kaslarda ortalama %40 oraninda motor noron kaybi oldugunu gosteren elektrofizyolojik calismalarla desteklenmistir (3).
Paralitik polioda, paralizi progresyonu genellikle 5-7 gun sonra durur. Daha sonra geride kalan motor noronlar tarafindan kasin reinnervasyonu, kas lifi hipertrofisi ve muhtemelen kas lifi tipi trans formasyonu gibi fizyolojik adaptasyon mekanizmalari sonucu kas gucunde kismi duzelme olur. Bunu bir miktar fonksiyon duzelmesiyle giden stabil bir donem takip eder ve uzun yillar boyunca noromuskuler tablo stabil kalir. Bu donemde, gelisen kollateraller nedeniyle saglam kalan motor noronlar daha fazla sayida kas lifini innerve ederler.
Post-Polio Sendromu
Tanim ve Tam Kriterleri
1950'lerdeki asilama kampanyalarindan sonra poliomyelit hizla eradike edilmistir. Ancak gunumuzde dikkatler, akut poliomyelit enfeksiyonundan yillar sonra gelisen yeni noromuskuler semptomlar uzerine yogunlasmistir. Bu tablo onceleri polionun nadir bir gec donem komplikasyonu olarak kabul edilmis, 1985 yilinda Halstead ve Rossi (4) tarafindan post-polio sendromu (PPS) olarak adlandirilmistir. PPS, polio enfeksiyonundan yillar sonra ortaya cikan, yeni gelisen ve yavas ilerleyen gucsuzluk, atrofi, yorgunluk ve agri ile karakterize klinik tablo olarak tanimlanmistir. Bu calismacilar tarafindan ortaya atilan ilk tani kriterleri soyle idi:
1. Bilinen, guvenilir paralitik polio hikayesi,
2. Akut poliomyelit sonrasi kismi veya tam norolojik ve fonksiyonel iyilesme,
3. En az 15 yil sureli norolojik ve fonksiyonel stabilite donemi,
4. Stabil donem sonrasi su saglik problemlerinden en az ikisinin gelismesi: asiri yorgunluk, kas ve/veya eklem agrisi, hastaliktan etkilenmis/etkilenmemis kaslarda yeni baslayan gucsuzluk, yeni kas atrofisi, soduk intoleransi ve
5. Bu yeni saglik problemlerine yol acacak tibbi durumlarin dislanmasi.
Bu kriterlerle, sadece iki semptom ile PPS tanisinin konulabilecegi gorulmektedir. Ornegin; kas atrofisi ve soguk intoleransinin olmasi PPS tanisi icin yeterli olmaktadir. Bu kriterler Halstead tara findan 1991 yilinda yeniden duzenlenmis, diger semptomlar eslik etsin veya etmesin "tedrici veya ani baslangicli yeni norojenik gucsuzluk" semptomu PPS tanisinda zorunlu bir kriter olarak kabul edilmistir (5). 2000 yilinda 3 ayri arastirmaci (1,6,7). PPS'nin non-paralitik polio gecirenlerde de goruldugunu, bu nedenle kriterlerden paralitik polio oykusunun cikarilmasi gerektigini one surmuslerdir. Bu arastirmacilardan Halstead (7), nonparalitik polio sonrasi tipik PPS klinigi, fizik muayene bulgusu ve EMG'de yaygin un boynuz tutulusu olan 4 vaka yayinlamis; aciklanamayan yorgunluk ve kas gucsuzlugu ile gelen her eriskin olgunun ayirici tanisinda paralitik polio oykusu olsun olmasin mutlaka PPS dusunulmesi gerektigin belirtmistir. Bu arastirmacilari destekler sekilde On ve ark. (8) da ilk hastalikta etkilenmeyen ekstremitelerin %36'sinda polio sekeli ile uyumlu EMG bulgulari oldugunu, yeni gucsuzluk yakinmasi olan ekstremitelerin %45'inde subklinik tutulus oldugunu gostermislerdir. PPS tani kriterleri 2001 yilinda tekrar gozden gecirilerek bir takim degisiklikler yapilmistir (9). Gunumuzde en yaygin kabul edilen tani kriterleri bu kriterlerdir (Tablo 1).
Gorulme Sikligi ve Risk Faktorleri
PPS prevalansi kullanilan tani kriterlerine ve calisilan populasyona gure degistiginden, degisik veriler elde edilmektedir (10-14). Ancak, tanindikca gorulme sikliginin arttigi, polio gecirenlerde %80'e varan oranlarda goruldugu bildirilmektedir. Hastaneye basvuran olgularda prevalansin %69-92 oranina ulastigi bildirilmistir (11).
Akut poliomyelit sonrasi sekel kalan gucsuzluk ve sakatligin derecesi PPS gelisiminin tahmininde onemlidir. Akut polioda daha fazla gucsuzluk olmasi (4,15), daha uzun sure hospitalize edilme (4,16) EMG'de daha fazla on boynuz hucresi kaybinin olmasi (4,17), polio gecirilen yasin buyuk olmasi (19), akut poliodan sonra gecen surenin uzunlugu (15), kadin cinsiyet (19), kilo alimi uykusu, asiri fiziksel aktivite (20), dusuk sosyo-ekonomik duzey (19) ve birlikte olan hastaliklar (19) PPS gelisiminde diger risk faktorleridir.
Etiyopatogenez
Gec donemdeki noromuskuler bozulma icin bircok patofizyolojik ve fonksiyonel mekanizma one surulmekle birlikte henuz tam olarak aciklanamamistir. Orijinal enfeksiyonun yaygin patolojisi nedeniyle gec donemde ortaya cikan fonksiyon kayiplarinin mekanizmasinda bircok faktorun etkili olabilecegi dusunulmektedir. Etiyopatogenez ile ilgili une surulen hipotezlerin baslicalari sunlardir:
1. Motor noron kaybi: Gec donemde ortaya cikan kas gucsuzlugunde, zaten azalmis olan motor noronlarda gorulen daha ileri kayiplar en cok sorumlu tutulan mekanizmadir.
Bu kayiplarin muhtemel bir nedeni, motor noronlarin yaslanmayla iliskili olumudur. Yaslanmayla birlikte motor noron sayisinda azalma kacinilmazdir. PPS'li hastalardaki motor noron kaybi derecesinin normal yaslanmayla beklenenden daha hizli olup olmadigi konusunda literaturde celiskili ifadeler yer almaktadir. Bazi arastirmacilar, motor noron kaybinin yaslanmaya bagli beklenen kayip oranina benzer oldugunu one surmuslerdir (1). Ancak degisik norofizyolojik teknikler kullanilarak yapilan arastirmalarda, motor noron kaybinin normal yaslanmayla beklenenden daha erken ve daha hizli oldugu gosterilmistir (3,21). Bu arastirmacilara gore, orijinal hastalik sirasinda enfekte olmus ve iyilesmis motor noronlar gercekte hasara ugramislar ve oksidatif metabolizmalari, protein sentezleri ve aksonal transportlari bozulmustur. Hasarlanmis glial, vaskuler ve lenfatik yapilar nedeniyle bu motor noronlar erken dejenerasyona gitmekte ve artmis metabolik ihtiyaci karsilayamayan motor noronlar daha erken olmektedir. Motor noron kaybinin nedeni ne olursa olsun, tum calismacilarin birlestigi ortak nokta, orijinal hastalik sirasinda bir motor noron tarafindan innerve edilen kas lifi sayisi arttigindan motor noronlarda yaslanmayla gelisen kayiplarin kas gucunu daha fazla etkiledigi ve zaten performansi dusuk olan PPS hastalarinda onemli fonksiyonel kayiplara yol actigidir.
Yogun reinnervasyon sonrasi saglam motor noronlarin kaybolan noronlan kompanse etmekte yetersiz kalmasi diger bir gorustur. Anormal genislemis motor unitlerin stabil kalmayip, bir sure sonra dejenerasyona gittigi, reinnervasyonun da hasari karsilamaya yetmedigi, bunun da cesitli kas gruplarinda gucsuzluk olarak ortaya ciktigi kabul edilmektedir (21,22).
Bir diger muhtemel mekanizma, persistan latent virusun reaktivasyonuna veya poliovirusun RNA fragmanlarina karsi immun sistem araciligiyla gelisen reaksiyonlara bagli olarak ortaya cikan motor noron kaybidir. Kucuk capli bir calismada (23), PPS'li hastalarin beyin-omurilik sivilarinda poliovirus saptanmistir. PPS'li hastalardan alinan biyopsi urneklerinin yarisinda, kas atrofisi ve denervasyona ek olarak perivaskuler ve irterstisyel inflamatuvar hucre odaklari, aktive T hucreieri, IgM ve IgG antikorlan gorulmustur (24). Ayrica bu hastalarin beyin omurilik sivilarinda proinflamatuvar sitokinlerin ve TNF duzeyinin diger non-inflamatuvar nurolojik hastaliklara gure arttigi gusterilmistir (25). Ancak bu mekanizma henuz genis capli calismalarla desteklenmemistir.
2. Kas lifi meta bolizmasindaki degisiklikler: Celiskili sonuclar olmakla birlikte, yapilan bazi calismalarda, PPS'li hastalarin kas biyopsisinde oksidatif ve glikolitik enzim aktivitesinin azaldigi gosterilmistir (26). Bu bulgu, kas performansinin biyokimyasal duzeyde bozuldugunu gostermektedir. Ancak cogu calismada enerji metabolitleri ile kas gucu ve semptomlar arasinda korelasyon saptanmamistir.
3. Noromuskuler bileske iletiminde bozukluk: Buyumus motor unitlerin tum kas liflerinin innervasyonunu saglamakta yetersiz kalmasi ve terminal aksonal filizlenmede sekonder yetmezlige bagli noromuskuler bileskede iletim bozuklugu soz konusudur. Bu durum, elektron mikroskopi calismalarinda genislemis terminal aksonlarda azalmis asetilkolin vezikullerinin gosterilmesiyle (27) ve tek lif EMG incelemelerinde artmis jitter ve blok saptanmasiyla desteklenmistir (28,29). Noromuskuler bileske bozuklugunun dzellikle yorgunluk semptomunun altinda yatan mekanizma olabilecegi une surulmekle birlikte, jitter ve blok oraninin semptomlarla korele olmadigi gosterilmistir (29).
4. Duger spinal kord yapilarinin sayi ve fonksiyonundaki degisimler: Poliovirusun akut hastalik sirasinda sadece spinal motor noronlan degil spinal korddaki ve santral sinir sistemindeki diger noronlan ve yollari da etkiledigi bilinmektedir. Yapilan bir calismada, poliomyelitli hastalarda interlimb refleks yanitlar elde edilmis, bunun da internoronal kayiplarla aciklanabilecegi ve bu kayiplarin PPS'deki yorgunluk ve gucsuzlugun nedeni olabilecegi one surulmustur (30).
Calismalar gucsuzluk uzerinde yogunlasmakla birlikte, son yillarda yorgunluk semptomunun nedenleri uzerinde daha fazla durulmaya baslanmistir. Yorgunlugun nedeni olarak periferik ve san tral mekanizmalar one surulmustur. Periferik yorgunlugun temel mekanizmasinin genislemis kas liflerindeki noromuskuler iletinin ve sarkopiazmik retikulumda kalsiyum transportunun bozulmasi ile ilgili oldugu kabul edilmektedir (31). Daha kucuk motor noron havuzundaki genislemis motor unitlerin metabolik ihtiyacinin daha fazla olmasi (32), kas lifi metabolizmasindaki degisiklikler (28), noromuskuler iletim bozukluklari, motor noronlarda dejenerasyon ve yaslanmaya bagli kayiplar (20) one surulen diger bazi mekanizmalardir. Santral yorgunluk ise kronik agri, tip A kisiligi, depresyon, uyku bozukluklari ve solunum disfonksiyonu, retikuler aktive edici sistemin tutulusu (6) ile iliskilendirilmektedir. Agre ve ark. (33) semptomatik poliolularin asemptomatik olanlara gore daha aktif oldugunu ve bu yuksek aktivite duzeyinin semptomlara neden olabilecegini, bu hastalarin aslinda kendi kisitli kapasitelerine kiyasla asiri aktif olduklarini ve bunun asiri kullanma problemleri ve yorgunluga yol acabilecegi one surmuslerdir.
Tani
PPS tanisi, ayrintili anamnez ve fizik muayene ile ve semptomlari aciklayabilecek diger tibbi durumlarin dislanmasi ile konur. En sik gorulen semptomlar gucsuzluk, yorgunluk ve agridir (8,11,34,35).
* llerleyici kas gucsuzlugu. Poliomyelit enfeksiyonundan etkilenen kaslarda olabilecegi gibi, etkilenmedigi dusunulen, subklinik tutulumlu kaslarda da gorulebilir. Gucsuzluk asimetrik veya yamali olabilir.
* Yorgunluk: Sik gorulen bir yakinmadir. Yapilan calismalarda normal kontrollerle ve PPS olmayan poliomyelitli hastalarla karsilastirildiginda yorgunluk siddetinin daha yuksek oldugu (36) ve kisiyi en fazla rahatsiz eden yakinma oldugu (37) gosterilmistir. Genel yorgunluk (santral) veya aktivite ile iliskili kas yorgunlugu (periferik) Seklinde karsimiza cikabilir. Genei yorgunluk, gun icinde aksama dogru giderek artan ve fiziksel aktivite ile kdtulesen, grip benzeri yorgunluk tipi olup uyku ihtiyaci artar, gun icinde dinlenme aralari siklasir ve konsantrasyon azalir (31). Kas yorgunlugu ise, kas enduransinda azalma, kolay yorulma ve aktivite ile artan kas gucsuzlugu seklinde olup, dinlenme ile rahatlar. En onemli ozelliklerinden biri, egzersiz sonrasi iyilesme suresinin uzamasidir (31). PPS'de gorulen yorgunlugun temel olarak periferik yorgunluk oldugu kabul edilmektedir.
* Agri: Sik gorulur. PPS ile iliskili agri, eklem ve kaslarin yanlis ve/veya asiri kullanimina baglanmaktadir. Yapilan calismalar fiziksel aktivite ile agrinin iliskisini gostermistir (33). Ancak agri eklem dejenerasyonuna ve skolyoz gibi iskelet deformitelerine, myofasiyal agri sendromu veya fibromiyaljiye bagli da olabilir. Bu nederle PPS olmayan olgularda da siklikla karsilasildigindan sadece PPS'li hastalara ait bir semptom degildir.
* Solunum yetmezlikleri. Ozellikle bulbar polionun gec komplikasyonu olarak bildirilmistir. Bu nedenle rezidu solunum kasi gucsuzlugu olan olgularda en belirgindir. Yeni solunum guclukleri solunum kasi gucsuzlugu disinda skolyoz, amfizem, kardiyovaskuler yetmezlik ve kdtu posture bagli da olabilir.
* Yutma guclugu. Bulbar ve norbulbar PPS'de gorulebilir. Farinks kaslarinda subklinik asimetrik gucsuzluk hemen her zaman vardir.
* Uyku bozuklukiari: Beyin sapindaki solunum merkezlerinin etkilenmesi, bu hastalari apne gelisimine yatkin hale getirmektedir. Rezidu bulbar disfonksiyonu olanlarda veya ciddi solunum sorunu yasamis olanlarda nadir degildir. Hayatta kalan bulbar retikuler noronlarin rezidu disfonksiyonuna bagli santral apne veya faringeal gucsuzluk, skolyoz veya amfizeme bagli obstruktif apne seklinde gorulebilir. Apne solunum kaslarindaki guc kaybina bagli ortaya cikabilir. Ancak normal populasyonda da sik gorulmesi nedeniyle hastaliga ozgu olarak kabul edilmemektedir. Polio geciren hastalarin yaklasik %63'unde uykuda anormal hareketler olup bunlarin %52'sinin uyku bozukluguna yol actigi bildirilmistir. Bu hareketlerin nedeninin spinal kord, serebellar nukleus, retikuler formasyon, bazal ganglion ve talamus hasari oldugu dusunulmektedir.
* Fasikulasyon: Kas fasikulasyonlari tanimlanmis olmakla birlikte, siklikla gec muskuler gucsuzlukle iliskili olmayip yeni gucsuzlugu olmayan gec poliolularda da gorulur.
Ayirici tani
PPS semptomlari ozellikle yasli populasyonda siklikla karsilasilan nonspesifik belirtilerdir. PPS bir dislama tanisi oldugundan, tanida gucluklerle karsilasilabilir (Tablo 2). Bu nedenle cogu klinisyen daha ilimli tani kriterleri kullanmayi tercih etmekte, ya da bazi yeni problemleri polionun gec donem etkileri olarak adlandirmaktadirlar. Ornegin; baston kullanimina bagli omuz osteoartriti, ilerleyici skolyoza bagli solunum yetmezligi gibi. Laboratuvar tetkikleri (manyetik rezonans goruntuleme, bilgisayarli tomografi, kas biyopsisi, elektromiyografi) kas gucundeki azalmanin derecesinin ortaya konmasindan cok diger durumlarin dislanmasinda onemlidir.
PPS ile birlikte olan hastaliklar ve bunlara bagli kullanilan ilaclar PPS semptomlarini arttirabilir. Diuretik ve laksatifler sinir ve kaslarin normal fonksiyonu icin gerekli esansiyel minerallerin azalmasina neden olurlar. Antibiyotikler, kemoterapi ajanlari sinir hasarina katkida bulunurlar. Kas gevseticiler ve anti hipertansifler (beta bloker, kalsiyum kanal blokeri) yorgunluk ve gucsuzlugu arttirabilir. Kolesterol dusurucu ilaclarin (statin) yorgunluk ve gucsuzlugu arttirdagina dair anekdotal kanitlar vardir. Bu nedenie hastanin kullandigi tum tibbi tedaviler guzden gecirilmelidir.
Elektrodiagnostik testler
Gunumuzde elektrodiagnositik testler, noron hasari ve olumunu takiben gelisen motor unit anormalliklerini gosteren en iyi diagnostik aractir. PPS'de elektrodiagnostik incelemelerin amaclari sunlardir:
1. Tipik ait motor noron tutulusunun gosterilmesi,
2. Benzer semptomlara neden olabilecek diger durumlarin dislanmasi,
3. Birlikte olan sinir ve kas patolojilerinin tanisi (radikulopati, tuzak nuropati),
4. Motor noron kaybinin derecesinin belirlenmesi.
Ancak paralitik poliolu hastalarda PPS olsun veya olmasin anormal bulgular saptanir. Bu nedenle bu testler PPS ile PPS olmayanlar arasinda ayirimi yapamazlar. Cunku stabil ve unstabil olgular arasinda cok buyuk farkliliklar bulunmamaktadir.
Konvansiyonel igne EMG
Gecmiste polio gecirildigine dair en onemli delil, EMG'deki tipik bulgularin varligidir. Hem stabil hem de unstabil poliolularda, kronik denervasyon ve reinnervasyonun gostergesi olarak cok buyuk ve genis sureli motor unit potansiyelleri (MUP) gorulur. Kantitatif EMG ile gusterilen MUP degisiklikleri, motor unitlerin terminal reorganizasyonuyla iliskilidir. Bu degisiliklerin kas gucu ve semptomlarla iliskileri konusunda celiskili sonuclar bulunmaktadir. Bazi calismalarda guc ve endurans ile iliskili bulunmazken (38) bazilarinda ise PPS semptomlari olan olgularin MUP amplitudlerinin daha buyuk oldugu (39) gosterilmistir. Akut denervasyon gostergesi olan fibrilasyon ve pozitif keskin dalga potansiyellerinin PPS tanisi icin anlamli olmadigi kabul edilmektedir (3).
Motor Unit Sayisi Tahmini
Polio enfeksiyonunun motor noron kaybina yol acmasi, ve PPS'li olgularda fonksiyon goren motor noronlarda daha ileri kayip olabileceginin dusunulmesi motor unit sayimi tekniklerinin kullanimini akla getirmistir. McComas ve ark. (3) tarafindan PPS hastalarinda motor unit sayimi yapilmis, orijinal hastalik sirasinda etkilendigi bilinen kaslarin %87'sinde, onceden etkilenmedigi dusunulen kaslarin %65'inde motor unit sayisinin normalegore azaldigi gosterilmistir.
Tek lif EMG
Noromuskuler bileske tutulusu tek lif EMG incelemelerinde artmis jitter ve blok saptanmasiyla gosterilebilir (29,40). Ancak noromuskuler bileskede fonksiyonel ve yapisal anormallikler saptanmasi PPS teshisi icin gerekli degildir.
Makro EMG
Makro EMG, motor unitin butununun elektriksel aktivitesini kaydeden bir metoddur. Kayitlamalar ozel bir kanal araciligiyla bir motor unite ait kas liflerinin tumunden yapilir. Daha buyuk bir kayitlama alani oldugundan, konvansiyonel EMG'ye gore motor unitin daha buyuk bir kisminin potansiyelleri kaydedilir. Makro MUP amplitud ve alani, motor unitteki kas liflerinin sayi ve buyuklugunu yansitir. Motor unit sayisinin azalmasi motor unitlerin buyumesi ve her bir motor unitteki kas lifi sayisinin arttigini, dolayisiyla reinnervasyon kapasitesini gosterir. Bu da, klinik kas gucsuzlugunu kompanse eden etkin bir mekanizmadir.
Poliomyelit geciren kisilerde makro MUP amplitudunun 3-42 kat arttigi gusterilmistir (17,41). Amplitud artisinin normal degerlere gore orani, kaybolan on boynuz hucre sayisinin tahmininde kullanilabilir (17): Eger akut polio sonrasi kas lifi sayisinin azalmadigini, iyilelme surecinde tum denerve kas liflerinin reinnerve oldugunu ve kas lifi capinin degismedigini dusunursek, bu deger yaklasik olarak her motor unitteki kas liflerinin tahmini sayisini verir. Amplitud 5 kat artmissa, her motor unitte 5 kat fazla kas lifi oldugunu, bu da motor unitlerin %20'sinin kaldigini gusterir. Normalin 10 kati amplitud, noronlarin %90 kaybina karsilik gelir. Ancak bu hesapiama, motor unitteki kas liflerinin hipertrofisine bagli amplitud buyumesini hesaba katmaz. Daha onceki biyopsi calismalarinda, poliolu hastalarda kas lifi kesitsel alaninin 2,2 kat arttigi gosterilmistir. Bu nedenle bulunan deger 2,2'ye bolunerek duzeltilmis deger hesaplanabilir. Ornegin; amplitud 9 kat artmissa gercekte artis 92,2= 4,1'dir. Boylece kalan motor unit orani: %100/4,1=%24 olur.
Makro MUP amplitudu ile kas gucu arasinda negatif korelasyon oldugunu gosteren calismalar oldugu gibi (29), cogu calismada bu iliski gosterilememistir (17,41). Bunun muhtemel nedeni, kas gucunun motor noron sayisi, her motor unitteki kas lifi sayisi ve capi, noromuskuler iletim ve reinnerve kas liflerinin mekanik Szellikleri bircok faktore bagli olusudur. Eger fonksiyon goren motor unitlerde aksonal dejenerasyon ve reinnervasyona gitmeyen kayip varsa makro MUP amplitudu degismezken kas gucu azalir. Bu hasta ndronlar hastaligin akut fazinda gorulup sonra gorulmezler. Eger reinnervasyon basarili ise, fakat her motor unit tarafindan gerceklestirilen guc normal motor unitlere gore azalmissa makro MUP amplitudu artarken kas gucu buna karsilik olarak sekilde artmaz. Reinnervasyon, maksimal reinnervasyon kapasitesine ulasana kadar denervasyonu kompanse eder. Bu asamadan sonra motor unit kaybi kompanse edilemez. Devam eden motor unit kaybi Minige yeni gucsuzluk olarak yansir. Cunku bu genislemis motor unit kayiplari artik reinnervasyonla kompanse edilememektedir. Cok buyuk ve cok az motor unit kaldiginda, hastalar yeni gucsuzluk icin artmis risk altindadir.
PPS ve Yasam Kalitesi
Yasam kalitesini degerlendirmeye yunelik PPS'ye ozgu bir olcut bulunmamaktadir. Nottingham Saglik Profili, SF-36, ve Yorgunluk Etki Skalasi en sik kullanilan olcutlerdir. Bu olcutlerle yapilan calismalar, PPS ile iliskili yeni semptomlarin fonksiyon kaybina ve yasam kalitesinde belirgin bozulmaya yol actigini gustermistir (36,42-44). Kas fonksiyonundaki ilerleyici kayiplar, dzellikle kas gucu zaten cok zayif olan ve gunluk yasam aktivitelerini gerceklestirmek icin maksimal kapasitelerini kullanan hastalarin yasantilarinda onemli gucluklere yol acabilmektedir. Yorgunluk semptomunun da yasam kalitesi uzerinde olumsuz etkisi oldugu gosterilmistir (36,37). Yapilan calismalarin ortak noktasi, PPS semptomlarinin en unemli etkisinin mobilite ile iliskili aktiviteler uzerinde oldugu, ozellikle merdiven inip cikmakta, uzun sure ayakta kalmada ve yurumede gucluge yol actigidir. Celiskili sonuclar elde edilmekle birlikte, semptomlar sosyal iliskilerde de bozulmaya yol acabilmekte, emosyonel durumu olumsuz yonde etkileyebilmektedir.
Prognoz
PPS hastalarinin subjektif semptomlarinda, fiziksel disabilite ve kardiyovaskuler kondisyonlarinda 3-5 yillik takiplerde nasil bir degisim oldugu degisik calismalarda arastirilmis ve farkli sonuclar elde edilmistir. Calismalarin ortak noktasi, hastaligin dogal gidisinin yavas progresyon olmasidir. Bu calismalardan birinde, 3-5 yillik donem sonrasi subjektif semptomlarinda, fiziksel disabilite ve kardiyovaskuler kondisyonlarinda belirgin bozulma bulunmustur (45). Azalmis aerobik kapasiteye eklenen kilo alimi, semptom ve disabilitenin artmasinda unemli bulunmustur. 6 yillik prospektif bir calismada, fiziksel fonksiyon ve yasam kalitelerindeki degisimin stabil olanlardan farkli olmadigi, baslangictaki gucsuzlugun derecesinin en unemli prognostik faktur oldugu gosterilmistir (46). Daha yakin zamanda yapilan 4 yillik prospektif takip calismasinda ise kas gucunde hafif azalma oldugu, yasam kalitesinde degisme olmadigi ve sakatlik duzeyinde minimal degisiklik oldugu gosterilmis, bu sonuclarin uygulanan tedavilere bagli olabilecegi one surulmustur (47). PPS'li hastalarin kas gucleri ve elektrofizyolojik bulgularindaki degisimler de arastirilmistir. Stabil ve unstabil olgularin degerlendirildigi 4 yillik bir takip calismasinda, unstabil olgularin izometrik kas guclerinde anlamli dusus, stabil olgularin makro MUP amplitudlerinde anlamli artis saptanmistir (17). Ancak diger bir calisma da, 7 yillik donemde unstabil poliolularin kas gucu kaybinin stabil olanlardan farkli olmadigi gosterilmistir (48). Motor unit sayisinda 2 yil sonraki kontrollercle ortalama %13,4 dusus oldugu, bu kaybin yaslanmaya bagli kayiplarin 2 kati oldugu gosterilmistir (3).
Tedavi
PPS tedavisine yonelik bircok calisma yapilmis olmakla birlikte, gunumuzde sendromun kendisine yonelik etkin bir farmakolojik veya ozgun bir tedavi bulunmamaktadir. Ancak teclavide multiclisipliner yaklasim esastir. Yapilan son bir calismacla, boyle bir yaklasimla uzun donemde fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel olcutlercle belirgin duzelmeler oldugu gosterilmistir (49). Avrupa Noroloji Federasyonu (The European Federation of Neurological Societies; EFNS), kanita dayali tip temelinde PPS tedavi kilavuzu yayimlamistir (Tablo 3) (50). Bu kilavuzda, belli bir tedavi ile ilgili yapilmis calismalarin kalitesine gore oneri duzeyleri belirlenmistir (Tablo 3) (51). Burada, bu kilavuz temel alinarak tedavi yontemleri gozden gecirilecektir.
Ilac Disi Tedavi Yontemleri
PPS hastalarincla yasamaya devam eden motor unitlerin kas liflerinde devamli denervasyon ve reinnervasyon soz konusu olup, asiri fiziksel aktivitenin motor unit kaybini hizlandirdigi bilinmektedir. Bu hastalarda kas gucu kaybinin kompanse edilmesincleki yetersizlik de goz onune alindiginda, temel tedavi stratejisi egitim, asiri yuklenmeyi onleyen yasam tarzi degisiklikleri, hafif ortezler ve yardimci cihaz kullanimiyla asiri yuklenmenin azaltilmasi olmalidir.
Egitim: PPS hakkinda bilgi edinmek tedaviye uyum acisindan hasta ve ailesi icin cok onemlidir. Destek gruplari ile kencline yardim, grup katilimi ve pozitif aktivitenin cesaretlendirilmesi yararli olabilir. Yeni semptomlarin deneyimi ve yardimci cihaz kullanimi orijinal hastalikla ilgili kotu hatiralari yeniden hatirlattigindan kisisel ve aile destegi cogunlukla gerekli olmaktadir.
Yasam Tarzi degisiklikleri: PPS tedavisinde temel olmakla birlikte cogu hasta tarafindan kabul edilmesi guc olmaktadir. Gunluk yasam aktiviteleri icin adaptif teknikler ve enerji tasarrufu yontemleri kullanmalidir. Kasin hizli yorulmasinin ve tum vucut bitkinliginin onlenebilmesi icin gunluk islerin bolunmesi ve 10 dakikadan fazla suren, agri veya yorgunluga yol acan aktivitelerclen kacinilmasi onerilmeli, ambulasyon sureleri kisaltilmalidir. Bircok hastada mesleki adaptasyonlar gerekli olabilmektedir (ogretmen ise oturarak ders anlatma gibi).
Vucut agirligi kontrolu: Tek basina kilo kaybinin PPS semptomlarini azalttigina dair bilimsel kanit bulunmamaktadir. Asiri kilolu hastalarin semptomlarinin normal kilolu olanlara gore daha fazla olmadigi gosterilmekle birlikte (11), kilo alimi PPS gelisimi icin onemli bir risk faktoru olarak kabul edilmektedir (15). Bu nedenle PPSli hastalarin kilo almamasi, mumkunse vermeleri onerilmelidir (Evre 4 kanit duzeyi) (50).
Yardimci cihaz ve ortezler: Yuklenmenin azaltilmasi icin yardimci yurume cihazi kullanimi onerilmekle birlikte cogu hasta tarafindan reddedilmektedir. Agir metal ortezlerden hafif karbon ortezlere gecisin yurume yetenegini arttirdigina dair Evre 4 duzeyinde kanit bulunmaktadir (52,53). Ancak, cihaz kullanmakta olan hastalarin cogu cihazlarinin degistirilmesine, cihaz kullanmayanlar veya kullanmayi birakmis olanlar ise cihaz kullanmaya karsi direnc gostermektedirler.
Egzersiz: PPS semptomlari kaslarin ve eklemlerin asiri kullanimindan (overuse), yanlis kullanimindan (misuse) veya kullanilmasindan (disuse) kaynaklanabilir. Bu durum, PPS'li hastalarda egzersizin cesaretlendirilmesi veya yasaklanmasi yonunde celiski yaratmaktadir. Ancak PPS'li hastalarda egzersizin etkinligi ile ilgili yapilmis cok sayida calisma, kisiye ozel planlanmis dusuk yogunluklu aerobik egzersizlerin ve dusuk-orta yogunluklu guclendirme egzersizlerinin kas gucu ve performansinda, kardiyovaskuler kondisyon ve dayaniklilikta ve yasam kalitesinde artisa yol actigini gostermistir. Bu nedenle egzersizin, kasin ve yasayan motor unitlerin butunlugune ek bir zararli etki vermeyecek, maksimal duzelmeyi saglayacak ve asiri yuklenmeyi engelleyecek sekilde planlanmasi buyuk onem tasimaktadir. PPS'li hastalarda egzersiz recetelenirken dikkat edilmesi gereken noktalar sunlardir:
1. Egzersiz programi kisiye ozel olmalidir PPS'li hastalarin kaslarindaki innervasyon, ekstremiteden ekstremiteye, hatta ekstremite icinde farkliliklar gosterir. Cunku baslangicta segmental tutulus vardir ve iyilesme derecesi degiskendir. Komsu kaslarin kompansatuar etkileri de degiskendir. Klinikohistolojik calismalar, PPS'de degisik kas gruplarinin akut polio sirasindaki etkilenmesine, parsiyel-komplet iyilesmesine ve subklinik tutuluslara bagli olarak degiskenlik gosterir. Egzersize verilen cevapta da kisiler arasi farkliliklar bulunmaktadir. Bu nedenle egzersiz programi, hastadan hastaya, ekstremiteden ekstremiteye, hatta ayni ekstremitenin degisik kaslarinda degiskenlik gostermelidir.
2. Guclendirme egzersizlerinde asiri yuklenmeden kacinilmali, yorgunluk olusturmayacak siddette olmalidir. Agir veya yogun guclendirme egzersizleri, kasin ve yasayan motor unitlerin butunlugune ek zarar vererek kaslari guclendirmekten ziyade daha gucsuz olmalarina neden olabilir. Bu nedenle egzersiz yogunlugu egzersiz planlamasinda en kritik faktordur. Cok belirgin kronik gucsuzlugu olan kaslar korunmali, egzersiz verilecek kasin gucu en az 3 olmalidir. Egzersiz sirasinda sik dinlenme aralari verilmeli, PRE orani "cok zor" dan daha dusuk tutulmalidir. Egzersizlerin gun asiri yapilmasi da asiri yuklenmenin onlenmesinde onerilen bir yontemdir. Kaldirilan agirliklar sadece 4-5 saniye tutulmali, tekrarlar arasinda 10 sn, setler arasinda 5 dakika beklenmeli, 5-10 tekrardan 3 set gerceklestirilmelidir (54). Eger hekim veya hasta tarafindan ek bir gucsuzluk veya asiri yorgunluk gozlenirse egzersiz yogunlugu azaltilmali veya kesilmelidir. Yapilan calismalarda, egzersizin kasin ve yasayan motor unitlerin butunlugune ek bir zararli etki verip vermedigi kas gucu, serum kreatin kinaz, kas biyopsisi, makro EMG ve tek lif EMG tetkikleri ile degerlendirilmis, degisik tip ve yogunlukta egzersizlerin herhangi bir zarar vermeden kas gucunu arttirdigi gosterilmistir (26,55-58) (Tablo 4). Egzersizin yararli etkisi en fazla poliodan en az etkilenmis kas gruplari uzerinedir. Ancak bu calismalarin cogu randomize kontrollu olmadigindan, guclendirme egzersizi programlarinin kas gucunu arttirmadaki etkinliginin kanit duzeyi 2-3 arasindadir (50). Egzersizin uzun donem etkinligini inceleyen calismalara da ihtiyac bulunmaktadir.
3. Egzersiz programma kardiyovaskuler dayanikhlik egzersizleri dahil edilmelidir. PPS'li hastalarin aerobik kapasitelerinin dusuk oldugu gosterilmis, kardiyovaskuler kondisyon yetersizliginin hareketsizlige, hareketsizligin de daha fazla kondisyon kaybina neden oldugu, kas kapasitelerinin azalmasi nedeniyle daha fazla enerji harcadiklari, bunun da yorgunluga neden oldugu oldugu one surulmustur (59). Bu nedenle programa mutlaka aerobik egzersizler dahil edilmelidir. Ancak bu egzersizler orta siddette olmali (maksimum kalp hizinin %70-75'i gecilmemeli veya PRE 13'u gecmemeli), egzersiz sirasinda hasta yakindan monitdrize edilmeli, sik dinlenme aralari verilmelidir. Az sayida calismada, uygun planlanmis egzersizlerin aerobik kapasite ve enduransi arttirdigi gosterilmistir (60-63) (Tablo 5). Ancak randomize kontrollu calismalara ve uzun dunem etkinligin incelendigi arastirmalara ihtiyac vardir.
Ilac Tedavisi
PPS etiyopatogenezi karmasik ve cok yonlu oldugundan, degisik mekanizmalara yunelik tedaviler denenmistir. En cok yorgunluk semptomuna yunelik bazi ilac tedavileri denenmis, ancak kismi basarili sonuclar elde edilmistir.
Spesifik yorgunluk giderici ilaclar. Santral veya periferik etkili ajanlardir. Santral etkili ajanlar, beyinde dopamin ve noradrenalin tarafindan kontrol edilen yollar uzerinden etki eden ilaclardir. Dopaminerjik bir ajan olan Amantadin PPS tedavisinde denenmis, ancak yorgunluk uzerine etkili olmadigi gosterilmistir (64). Periferik etkili ajanlar ise kolinesteraz enzimini inhibe ederek noromuskuler bileskedeki iletimi arttiran kolinerjik ilaclardir. PPS'de yorgunlugun noromuskuler asirim defektine bagli oldugu dusunulerek denenmislerdir. Bu ilaclardan Piridostigmin (Mestinon[R], bircok klinik acik calismada yorgunluk uzerine etkili bulunmus (65,66), ancak daha sonra yapilan kontrollu, randomize, cift kor calismalarda plasebodan farksiz oldugu gosterilmistir (67,68). Bu nedenle etkili olmadigina dair Evre 1 duzeyinde kanit mevcuttur (50).
Modafinil (Provigi [R]): Merkezi sinir sistemi uyarici olan bu ilac, diger norolojik hastaliklardaki yorgunlukta etkili oldugu gosterildiginden PPS'de de denenmistir. Ancak son yllarda yapilan randomize kontrollu calismalarda plasebodan farkli olmadigi gosterilmistir (69,70).
Intra venoz immunoglobulin (Ivlg): PPS'de inflamatuvar surecin devam ettigi yonundeki bulgulara dayanarak Ivlg tedavisi denenmistir. Az sayda hastay iceren ilk acik calismada etkili olabilecegi soylenmis (71), daha sonra yapilan kaliteli, cok sayda hastay iceren randomize kontrollu calismalarda da kas gucunde artisa, agrida azalmaya ve yasam kalitesinde duzelmeye yol actigi gosterilmistir (72,73). Sonuclar, PPS alt gruplarinda etkili ve destekleyici bir tedavi yontemi oldugunu gostermistir (Evre 1 kanit). Bu tedavi yontemi umut vaat etmekte olup, calismalar devam etmektedir.
Steroid: Plasebo kontrollu bir calismada yuksek doz preonisonun hafif duzelme ile sonuclandigi gosterilmistir (74). Ancak yan etkileri nedeniyle kesinlikle unerilmemektedir.
Lamotrigin (Lamictal[R]): Lamotrigin presinaptik Na kanallarinin inhibisyonu yoluyla glutamat salinimi bloke eden bir antiepileptiktir. Endojen glutamat salinimin inhibisyonu ile glutamat ile iliskili sinir dejenerasyonun unlenebilecegi bilinmektedir. Ozellikle glutamat salinim blokurleri ile Huntington kore gibi yavas ilerleyen norodejeneratif hastaliklarda basarili sonuclar elde edilmistir (75). Ayrica lamotriginin agriyi giderdigi,--psikolojik iyilik halini sagladigi gosterilmistir (76,77). Bu etkilerinden yola cikilarak lamotrigin PPS hastalarinda denenmis, PPS semptomlarini azalttigi ve yasam kalitesini arttirdigi gosterilmistir (78).
Sinir Buyume Faktorleri: Motor sinir uclarini uyararak kas lifleriyle yeniden baglantisini saglamaya ve boylece kas gucunu arttirip kas atrofisini geri dondurmeye yunelik sinir buyume faktorleri diger noromuskuler hastaliklarda denenmektedir. PPS'de one surulen mekanizmalardan birisi sinir filizlerinin dejenerasyonu oldugundan, buyume faktorlerinin yeni filizlerin rejenerasyonunu, motor noronlarin yeni filizler vermesini saglayabilecegi dusunulmektedir. Yapilan bir calismada, poliomyelit gecirmis kisilerde serum IGF-1 duzeyinin normallerden daha dusuk oldugunun gosterilmesi (79), PPS'li hastalarda buyume hormonu tedavisinin denenmesine onculuk etmistir. Ancak 3 aylik tedavi sonrasi kas gucunde belirgin bir duzelme olmadigi gosterilmistir (80). Daha yakin bir zamanda yapilan bir calismada, serum IGF-1 duzeylerinin yorgunluk ve yasam kalitesi ile herhangi bir iliski gostermedigi, beklenenin tersine kas gucu ile negatif iliskili oldugu gosterilmistir (81).
Agri Tedavisi: Asiri kullanima bagli agri ilacla tedavi edilemediginden, rehabilitasyon ve istirahat yeterli yarar saglamadiginda ilac tedavisi dusunulmelidir. Eger basit analjezik veya narkotik kullanimi gerekiyorsa duzenli araliklarla kullanilmasi onerilmelidir. Narkotikler, sedatifler, trankilizanlar, alkol, antihistaminler, antidepresanlar yan etkileri nedeniyle yorgunlugu arttirabilirler.
PPS de Degisik Tedavi Yontemleri Ile Ilgili Oneri Duzeyleri: EFNS tedavi kilavuzuna gore PPS tedavisi ile ilgili oneri duzeyleri Tablo 6'da verilmektedir. Bilimsel kanitlar, herhangi bir ajanin spesifik tedavi edici etkisi olmadigini, supervize egzersizlerin kas gucu kaybini onlemekte yararli olabilecegini, egzersizler sirasinda asiri yuklenmeden kacinilmasi gerektigini, su ici egzersizlerin faydali olabilecegini gostermektedir. Grup egzersizleri ve hasta egitimi ile ilgili bilimsel kanitlar yetersiz olmakla birlikte, dzellikle mental saglik icin yararli oldugu dusunulmektedir. Kilo verme ve uygun yardimci cihazlarin kullanimi konusunda bilimsel kanit olmamakla birlikte, uzerinde gorus birligi olusmus, pratik uygulamada mutlaka tedaviye dahil edilmesi onerilen yontemlerdir.
Kaynaklar
(1.) Gandevia SC, Allen GM, Middleton J. Post-polio syndrome: assessments, pathophysiology and progression. Disabil Rehabil 2000;22:38-42.
(2.) Bodian D. Histopathologic basis of clinical findings in poliomyelitis. Am J Med 1949;6:563-78.
(3.) McComas AJ, Quartly C, Griggs RC. Early and late losses of motor units after poliomyelitis. Brain 1997;120:1415-21.
(4.) Halstead LS, Rossi CD. New problems in old polio patients: results of a survey of 539 polio survivors. Orthopedics 1985;8:845-50.
(5.) Halstead LS. Assessment and differential diagnosis for post-polio syndrome. Orthopedics 1991,14.1209-17.
(6.) Bruno RL. Paralytic vs. "nonparalytic" polio: distinction without a difference? Am J Phys Med Rehabil 2000;79:4-12.
(7.) Halstead LS, Silver JK. Nonparalytic polio and postpolio syndrome. Am J Phys Med Rehabil 2000,79.13-8.
(8.) On AY, Durmaz B. Gec donem poliomyelitte siniflama, klinik ozellikler ve yasam kalitesi. Turk Fiz Tip Reh Derg 2001;47:25-30.
(9.) March of Dimes. Post-polio syndrome: identifying best practices in diagnosis & care. White Plains, NY, March of Dimes, 2001.
(10.) Ivanyi B, Nollet F, Redekop WK, de Haan R, Wohlgemuht M, van Wijngaarden JK, et al. Late onset polio sequelae: disabilities and handicaps in a population-based cohort of the 1956 poliomyelitis outbreak in The Netherlands. Arch Phys Med Rehabil 1999;80:687-90.
(11.) Farbu E, Rekand T Gilhus NE. Post-polio syndrome and total health status in a prospective hospital study. Eur J Neurol 2003;10:407-13.
(12.) Rekand T Korv J, Farbu E, Roose M, Gilhus NE, Langeland N, et al. Lifestyle and late effects after poliomyelitis. A risk factor study of two populations. Acta Neurol Scand 2004;109:120-5.
(13.) Burger H, Marincek C. The influence of post-polio syndrome on independence and life satisfaction. Disabil Rehabil 2000;22:318-22.
(14.) Halstead LS, Rossi CD. Post-polio syndrome: clinical experience with 132 consecutive outpatients. Birth Defects Orig Artic Ser 1987;23:13-26.
(15.) Trojan DA, Cashman NR, Shapiro S, Tansey CM, Esdaile JM. Predictive factors for post-poliomyelitis syndrome. Arch Phys Med Rehabil 1994,75,770-7.
(16.) Waring WP, McLaurin TM. Correlation of creatine kinase and gait measurement in the postpolio population: a corrected version. Arch Phys Med Rehabil 1992;73:447-50.
(17.) Stalberg E, Grimby G. Dynamic electromyography and muscle biopsy changes in a 4-year follow-up: study of patients with a history of polio. Muscle Nerve 1995;18:699707.
(18.) Ragonese P, Fierro B, Salemi G, Randisi G, Buffa D, D'Amelio M, et al. Prevalence and risk factors of post-polio syndrome in a cohort of polio survivors. J Neurol Sci 2005;236:31-5.
(19.) Ramlow J, Alexander M, LaPorte R, Kaufmann C, Kuller L. Epidemiology of the post-polio syndrome. Am J Epidemiol 1992;136:769-86.
(20.) Jubelt B, Cashman NR. Neurological manifestations of the post-polio syndrome. Crit Rev Neurobiol 1987;3:199-220.
(21.) Stalberg E, Grimby G. Dynamic electromyography and muscle biopsy changes in a 4-year follow-up: study of patients with a history of polio. Muscle Nerve 1995;18:699707.
(22.) Wiechers DO, Hubbell SL. Late changes in the motor unit after acute poliomyelitis: Muscle Nerve 1981;4:524-8.
(23.) Julien J, Leparc-Goffart I, Lina B. Postpolio syndrome: poliovirus persistence is involved in the pathogenesis. J Neurol 1999;246:472-6.
(24.) Ginsberg AH, Gale MJ, Rose LM, Clark EA. T-cell alterations in late postpoliomyelitis. Arch Neurol 1989;46:497-501.
(25.) Gonzalez H, Khademi M, Andersson M, Wallstrom E, Borg K, Olsson T. Prior poliomyelitis-evidence of cytokine production in the central nervous system. J Neurol Sci 2002;205:9-13.
(26.) Einarsson G. Muscle conditioning in late poliomyelitis. Arch Phys Med Rehabil 1991;72:11-4.
(27.) Maselli RA, Wollmann R, Roos R. Function and ultrastructure of the neuromuscular junction in post-polio syndrome. Ann N Y Acad Sci 1995;753:129-37.
(28.) Eirnasson G, Grimby G, Stalberg E. Electromyographic and morphological functional compensation in late poliomyelitis. Muscle Nerve 1990;13:165-71.
(29.) Rodriquez AA, Agre JC, Harmon RL, Franke TM, Swiggum ER, Curt JT. Electromyographic and neuromuscular variables in post-polio subjects. Arch Phys Med Rehabil 1995;76:989-93.
(30.) Ertekin C, On AY, Kirazli Y, Kurt T, Gurgor N. Motor evoked responses from the thigh muscles to the stimulation of the upper limb nerves in patients with late poliomyelitis. Clin Neurophysiol 2002;113:478-84.
(31.) Sunnerhagen KS, Grimby G. Muscular effects in late polio. Acta Physiol Scand 2001;171:335-40.
(32.) Agre JC, Rodriquez AA, Franke TM. Subjective recovery time after exhausting muscular activity in postpolio and control subjects. Am J Phys Med Rehabil 1998;77:140-4.
(33.) Agre JC, Rodriquez AA, Sperling KB. Symptoms and clinical impressions of patients seen in a postpolio clinic. Arch Phys Med Rehabil 1989;70:367-70.
(34.) Cosgrove JL, Alexander MA, Kitts EL, Swan BE, Klein MJ, Bauer RE. Late effects of poliomyelitis. Arch Phys Med Rehabil 1987;68:47.
(35.) Gawne AC, Halstead LS. Post-polio syndrome: pathophysiology and clinical management. Crit Rev Phys Med Reh 1995;7:147-188.
(36.) On AY, Oncu J, Atamaz F, Durmaz B. Impact of post-polio-related fatigue on quality of life. J Rehabil Med 2006;38:329-32.
(37.) Nollet F, Beelen A, Prins MH, de Visser M, Sargeant AJ, Lankhorst GJ, et al. Disability and functional assessment in former polio patients with and without postpolio syndrome. Arch Phys Med Rehabil 1999;80:136-43.
(38.) Rodriguez AA, Agre JC. Correlation of motor units with strength and spectral characteristics in polio survivors and controls. Muscle Nerve 1991;14:429-34.
(39.) Agre JC, Rodriquez AA. Neuromuscular function: comparison of symptomatic and asymptomatic polio subjects to control subjects. Arch Phys Med Rehabil 1990,71:545-51.
(40.) Eirnasson G, Grimby G, Stalberg E. Electromyographic and morphological functional compensation in late poliomyelitis. Muscle Nerve 1990;13:165-71.
(41.) Grimby G, Stalberg E, Sandberg A, Sunnerhagen KS. An 8-year longitudinal study of muscle strength, muscle fiber size, and dynamic electromyogram in individuals with late polio. Muscle Nerve 1998;21:1428-37.
(42.) Burger H, Marincek C. The influence of post-polio syndrome on independence and life satisfaction. Dis Rehabil 2000;22:318-22.
(43.) Kling C, Persson A, Gardulf A. The health-related quality of life of patients suffering from the late effects of polio (post-polio). J Adv Nurs 2000;32:16473.
(44.) Thoren Jonsson A, Grimby G. Ability and perceived difficulty in daily activities in people with poliomyelitis sequelae. J Rehab Med 2001;33:4-11.
(45.) Stanghelle JK, Festvag LV. Postpolio syndrome: a 5 year follow-up. Spinal Cord 1997;35:503-8.
(46.) Nollet F, Beelen A, Twisk JW, Lankhorst GJ, De Visser M. Perceived health and physical functioning in postpoliomyelitis syndrome: a 6year prospective follow-up study. Arch Phys Med Rehabil 2003;84:1048-56.
(47.) Willen C, Thoren-Jonsson AL, Grimby G, Sunnerhagen KS. Disability in a 4-year follow-up study of people with post-polio syndrome. J Rehabil Med 2007;39:175-80.
(48.) Rodriquez AA, Agre JC, Franke TM. Electromyographic and neuromuscular variables in unstable postpolio subjects, stable postpolio subjects, and control subjects. Arch Phys Med Rehabil 1997;78:986-91.
(49.) Davidson AC, Auyeung V, Luff R, Holland M, Hodgkiss A, Weinman J. Prolonged benefit in post-polio syndrome from comprehensive rehabilitation: A pilot study. Disabil Rehabil 2008;21:1-9.
(50.) Farbu E, Gilhus NE, Barnes MP, Borg K, de Visser M, Driessen A, et al. EFNS guideline on diagnosis and management of post-polio syndrome. Report of an EFNS task force. Eur J Neurol 2006;13:795-801.
(51.) Brainin M, Barnes M, Baron J-C. Guidance for the preparation of neurological management guidelines by EFNS scientific task forces revised recommendations 2004. Eur J Neurol 2004;11:1-6.
(52.) Heim M, Yaacobi E, Azaria M. A pilot study to determine the efficiency of lightweight carbon fibre orthoses in the management of patients suffering from post-poliomyelitis syndrome. Clin Rehabil 1997;11:302-5.
(53.) Perry J, Clark D. Biomechanical abnormalities of postpolio patients and the implications for orthotic management. Neurorehabilitation 1997;8:119-38.
(54.) Sliwa J. Postpolio syndrome and rehabilitation. Am J Phys Med Rehabil 2004;83:909.
(55.) Agre JC, Rodriquez AA, Franke TM, Swiggum ER, Harmon RL, Curt JT. Low-intensity, alternate-day exercise improves muscle performance without apparent adverse effect in postpolio patients. Am J Phys Med Rehabil 1996;75:50-8.
(56.) Spector SA, Gordon PL, Feuerstein IM, Sivakumar K, Hurley BF, Dalakas MC. Strength gains without muscle injury after strength training in patients with postpolio muscular atrophy. Muscle Nerve 1996;19:1282-90.
(57.) Agre JC, Rodriquez AA, Franke TM. Strength, endurance, and work capacity after muscle strengthening exercise in postpolio subjects. Arch Phys Med Rehabil 1997,78:681-6.
(58.) Chan KM, Amirjani N, Sumrain M, Clarke A, Strohschein FJ. Randomized controlled trial of strength training in post-polio patients. Muscle Nerve 2003;27:332-8.
(59.) Nollet F, Beelen A, Sargeant AJ, de Visser M, Lankhorst GJ, de Jong BA. Submaximal exercise capacity and maximal power output in polio subjects. Arch Phys Med Rehabil 2001;82:1678-85.
(60.) Jones DR, Speier J, Canine K, Owen R, Stull A. Cardiorespiratory responses to aerobic training by patients with post poliomyelitis sequelae. JAMA 1989;261:3255-8.
(61.) Kriz JL, Jones DR, Speier JL, Canine JK, Owen RR, Serfass RC. Cardiorespiratory responses to upper extremity aerobic training by postpolio subjects. Arch Phys Med Rehabil 1992,73:49-54.
(62.) Dean E, Ross J. Effect of modified aerobic training on movement energetics in polio survivors. Orthopedics 1991;14:1243-6.
(63.) Willen C, Scherman MH. Group training in a pool causes ripples on the water: Experiences by persons with late effects of polio. J Rehabil Med 2002;34:191-7.
(64.) Stein DP, Dambrosia JM, Dalakas MC. A double-blind, placebo-controlled trial of amantadine for the treatment of fatigue in patients with the post-polio syndrome. Ann N Y Acad Sci 1995,753:296-302
(65.) Trojan DA, Gendron D, Cashman NR. Anticholinesterase-responsive neuromuscular junction transmission defects in post-poliomyelitis fatigue. J Neurol Sci 1993,114.170-7.
(66.) Trojan DA, Cashman NR. An open trial of pyridostigmine in post-poliomyelitis syndrome. Can J Neurol Sci 1995;22:2237.
(67.) Horemans HL, Nollet F, Beelen A. Pyridostigmine in postpolio syndrome: no decline in fatigue and limited functional improvement. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2003;74:1655-61.
(68.) Trojan DA, Collet JP, Shapiro S. A multicenter, randomized, doubleblinded trial of pyridostigmine in postpolio syndrome. Neurology 1999;53:1225-33.
(69.) Chan KM, Strohschein FJ, Rydz D, Allidina A, Shuaib A, Westbury CF Randomized controlled trial of modafinil for the treatment of fatigue in postpolio patients. Muscle Nerve 2006;33:138-41.
(70.) Vasconcelos OM, Prokhorenko OA, Salajegheh MK, Kelley KF, Livornese K, Olsen CH, et al. Modafinil for treatment of fatigue in post-polio syndrome: a randomized controlled trial. Neurology 2007;68:1680-6.
(71.) Kaponides G, Gonzalez H, Olsson T Borg K.Effect of intravenous immunoglobulin in patients with post-polio syndrome-an uncontrolled pilot study. J Rehabil Med 2006;38:138-40.
(72.) Gonzalez H, Sunnerhagen KS, Sjdberg I, Kaponides G, Olsson T Borg K. Intravenous immunoglobulin for post-polio syndrome: a randomised controlled trial. Lancet Neurol 2006;5:493-500.
(73.) Farbu E, Rekand T Vik-Mo E, Lygren H, Gilhus NE, Aarli JA. Post-polio syndrome patients treated with intravenous immunoglobulin: a double-blinded randomized controlled pilot study. Eur J Neurol 2007;14:60-5.
(74.) Dinsmore S, Dambrosia J, Dalakas MC. A double-blind, placebo-controlled trial of high-dose preonisone for the treatment of post-poliomyelitis syndrome. Ann N Y Acad Sci 1995;753:303-13.
(75.) Kremer B, Clark CM, Almqvist EW, Raymond LA, Graf P, Jacova C, et al. Influence of lamotrigine on progression of early Huntington disease: a randomized clinical trial. Neurology 1999;53:1000-11.
(76.) Ichim L, Berk M, Brook S. Lamotrigine compared with lithium in mania: a double-blind randomized controlled trial. Ann Clin Psychiatry 2000;12:5-10.
(77.) Finnerup NB, Sindrup SH, Bach FW, Johannesen IL, Jensen TS. Lamotrigine in spinal cord injury pain: a randomized controlled trial. Pain 2002;96:375-83.
(78.) On AY, Oncu J, Uludag B. Effects of lamotrigine on the symptoms and life qualities of patients with post polio syndrome: a randomized, controlled study. NeuroRehabilitation 2005;20:245-51.
(79.) Rao U, Shetty KR, Mattson DE, Rudman IW, Rudman D. Prevalence of low plasma IGF-I in poliomyelitis survivors. J Am Geriatr Soc 1993;41:697-702.
(80.) Gupta KL, Shetty KR, Agre JC, Cuisinier MC, Rudman IW, Rudman D. Human growth hormone effect on serum IGF-I and muscle function in poliomyelitis survivors. Arch Phys Med Rehabil 1994;75:889-94.
(81.) Trojan DA, Collet J, Pollak MN, Shapiro S, Jubelt B, Miller RG, et al. Serum insulin-like growth factor-I (IGF-I) does not correlate positively with isometric strength, fatigue, and quality of life in post-polio syndrome. J Neurol Sci 2001;182:107-15.

Arzu YAGIZON
Ege Universitesi Tip Fakultesi, Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Anabilim Dali, Izmir, Turkiye
Yazisma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Arzu Yagizon. Ege Universitesi Tip Fakultesi Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Anabilim Dali, Izmir, Turkiye Tel: 0232 390 36 86 Faks: 0232 38819 53 E-posta: arzu.on@ege.edu.tr GeliS Tarihi/Received: Haziran/June 2008 Kabul Tarihi/Accepted: Ekim/October 2008
Tablo 1. PPS tani kriterleri (March of Dimes; 2001).
1. Gecirilmis paralitik poliomyelit enfeksiyonu varligi. Akut paralitik hastalik hikayesi, fizik muayenede kaslarda gucsuzluk ve atrofi varligi ve EMG'de sinir hasari bulgulari ile desteklenmelidir. Akut polio sirasinda motor noron kaybi olan, ancak gorunen bir etkiye yol acmayan subklinik paralitik polio varligi, EMG ile gecirilmis polio bulgularinin saptanmasi ile desteklenmelidir. Nonparalitik polio hikayesi gecerli degildir.
2. Akut paralitik poliomyelit sonrasi kismi veya tam fonksiyonel duzelme olmasi, norolojik iyilesme donemini takiben en az 15 yil suren norolojik ve fonksiyonel stabilite donemi
3. Yavas yavas ortaya cikan, ilerleyici ve sebat eden yeni kas gucsuzlugu veya azalmis endurans. Genel yorgunluk, atrofi veya kas ve eklem agrisi eslik edebilir/etmeyebilir. Baslangic travma, cerrahi veya inaktivite donemini takip edebilir ve bazen ani baslangic olabilir. Daha nadir olarak, yeni solunum ve yutma
problemleri gelisebilir.
4. Semptomlar en az bir yil sebat etmelidir.
5. Bu yeni semptomlara yol acacak tibbi, ortopedik veya norolojik hastaliklar dislanmalidir.
Tablo 2. PPS ayinci tanisinda dusunulmesi gereken durumlar.
* Amiyotrofik lateral skleroz
* Spinal muskuler atrofi (eriskin tip)
* Fibromyalji
* Kronik yorgunluk sendromu
* Post-viral yorgunluk
* Gerilim myalji
* Osteoartrit
* Iskemik kalp hastaligi
* Uyku apnesi
* Alkolizm
* Depresyon
* Lomber disk hastaliklari
* Anemi
* Kronik enfeksiyon
* Bag dokusu hastaligi
* Hipotiroidizm
* Enfeksiyoz miyopati
* Miyasteni gravis
Tablo 3. PPS Tedavi Kilavuzu (The European Federation of
Neurological Societies) (49,50).
KANIT DUZEYLERI
Evre 1: Uygun, prospektif bir randomize kontrollu calisma veya sistematik analiz
a. Randomizasyon
b. Primer sonuc olcutleri tanimlanmis
c. Alinma / dislanma kriterleri tanimlanmis
d. Calismadan ayrilanlar belirtilmis
e. Uygun istatistiksel analiz
Evre 2: Prospektif kontrollu kohort calisma veya kriterlerin tam olmadigi randomize kontrollu calisma
Evre 3: Diger kontrollu calismalar
Evre 4: Kontrolsuz calismalar, olgu sunumlari, uzman gorisu
ONERI DUZEYLERI
A. Etkili / etkisiz / zararli En az bir adet sinif 1 veya en az 2 adet sinif 2 kanit duzeyi
B. Muhtemelen etkili / etkisiz / zararli En az bir adet sinif 2 veya cok sayida sinif 3 kanit duzeyi
C. Belki etkili / etkisiz / zararli En az iki adet sinif 3 kanit duzeyi
Tablo 4. PPS'de guclendirme egzersizlerinin etkinligi ile ilgili yapilan calismalar.


Egzersiz Tipi             Sure                        Yogunluk                               Hasar Gostergesi            
Kuadriseps               6 hf                       Izokinetik 3x8 --
izometrik +              3/hf                         Izometrik 3x8
izokinetik

Kuadriseps             12 hf                        6-10 tekrar                                        EMG
izotonik               gun asiri                          RPE 17                                           CK

Kuadriseps ve       10 hf                      Izotonik 3x12                                       Biyopsi
triseps PRE

Kuadriseps           12 hf                      Izotonik 3x12                                         EMG
izotonik +             4/hf                              RPE 13                                              CK
izometrik                                             Izometrik 3x4                                  Makro EMG

El tutuluflu              12 hf                     Izometrik 3x8                                      Motor unit
(RKC)                   3/hf                                                                                       sayimi

Egzersiz Tipi                                                                     Sonuc
Kuadriseps                                                     Izometrik kas gucunde %29 artis
izometrik +                                                     Izokinetik kas gucunde %24 artis
izokinetik

Kuadriseps                                                      Kaldirilan agirlik miktarinda artis
izotonik

Kuadriseps ve                                                        Diz ext %41-61 artis
triseps PRE

Kuadriseps                                                           Izokinetik ve izometrik pik
izotonik +                                                             tork'da ve dayaniklilikta artis
izometrik

El tutuluflu                                                                Kas gucunde kontrollere
(RKC)                                                                         gore anlamli artis

Egzersiz Tipi                                                       Kaynak
Kuadriseps                                                   Einarrson; 1991
izometrik +
izokinetik
Kuadriseps                                                        Agre; 1996
izotonik

Kuadriseps ve                                                 Spector; 1996
triseps PRE

Kuadriseps
izotonik +
izometrik

El tutuluflu                                                            Chan; 2003
(RKC)

PRE: Progresif rezistif egzersiz, RKC: Randomize Kontrollu Calisma,

EMG: Elektromiyografi, CK: Kreatin Kinaz

Tablo 5. PPS'de kardiyovaskuler dayaniklilik egzersizi etkinligi ile ilgili yapilan calismalar ve kanit duzeyleri.
Egzersiz Tipi                                Sure                     Yogunluk                                    Sonuc

Egzersiz                                     16 hf                     2-5'/1'ara                         Aerobik kapasitede
bisikleti                                       3/hf                     Toplam 15-30'                            artis
                                                                               MKH %70


Kol                                          16 hf                       2-3'ara /15-20'                Enduransta %19
ergometresi                                3/hf                       MKH %70-75'                         artis

Yuruyus                                    6 hf                          20-40'                            Enduransta artis
bandi                                         3/hf                       PRE<13                        Yorgunlukta azalma

Su ici                                       5 ay                        40'                                 Kalp hizinda azalma
egzersiz                                    2/hf                                                                   Agrida azalma
                                                                                                                       Yasam kalitesinde
                                                                                                                                 artis

Egzersiz Tipi                                       Kanit duzeyi                                          Kaynak
Egzersiz                                                (RKC)
bisikleti                                                Evre 1 kanit                                     Jones; 1989

Kol                                                     (RKC)                                                Kriz; 1992
ergometresi                                        Evre 2 kanit

Yuruyus                                             Evre 4 kanit                                           Dean; 1991
bandi

Su ici                                                  (KC)                                                   Willen; 2001
egzersiz                                              Evre 3 kanit


Tablo 6. PPS'de degislik tedavi yontemleri ile ilgili oneri duzeyleri (The European Federation of Neurological Societies) (49).

ONERI DUZEYI

A Herhangi bir ajanin spesifik tedavi edici etkisi

etkili / etkisiz / yoktur. zararli

B Supervize egzersizler hafif-orta dereceli gucsuz Muhtemelen kaslarda daha ileri guc kaybini onleyebilir ve

etkili / etkisiz / hatta semptomlari azaltabilir. zararli Cok gucsuz kaslarda ve uzun donemde etkinligi

ile ilgili calisma yok. Asiri yuklenmeden kacinilmali!

Su ici egzersizler ozellikle faydali olabilir.

C Grup egzersizleri, duzenli kontroller ve hasta Belki egitimi mental saglik acisindan yararlidir.

etkili / etkisiz / zararli

Yararli pratik Kilo verme, uygun yardimci cihazlar. noktalar

11 Kasım 2013 Pazartesi

Post polio sendromu (PPS)

Post polio sendromu (PPS),  Hakkında Türkiye Halk Sağlığı Birimi ile görüştüm ama sonuç vahim, görüşmemizde bana Post Polio Sendromunu bir kavram olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar oysa hastalık dünyada kabul görmüş hatta PPS tedavisine yönelik birçok çalışma yapılmış olmakla birlikte,
günümüzde sendromun kendisine yönelik etkin bir farmakolojik
veya özgün bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak tedavide multidisipliner
yaklaşım esastır. Yapılan son bir çalışlmada, böyle bir yaklaşımla uzun dönemde fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel ölçütlerde
belirgin düzelmeler olduğu gösterilmiştir . Avrupa Nöroloji Federasyonu
(The European Federation of Neurological Societies;EFNS), kanıta dayalı tıp temelinde PPS tedavi kılavuzu yayımlamıştır. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde hastalıkla ilgili özel tedavi merkezleri kurulmuş yani kısaca Türkiye Halk Sağlığı Biriminin dayatmaya çalıştığı gibi hastalık bir kavram değil aksine polio sekeli geçirmiş kişileri direk olarak ilgilendiren bir hastalıktır . Türkiye'de hastaneye gittiğinizde hastalık ya bilinmiyor yada Türkiye Halk Sağlığı Biriminin dediği gibi sadece kavram olarak görülüyor buna bağlı olarak ya yanlış tanı konuyor yada yaşlılık , kilo almışsın vs. denilip geçiştiriliyor . Konuyla ilgili Detaylı bir makaleye ulaşmak için linke tıklayınız.Post polio sendromu (PPS),  Hakkında Türkiye Halk Sağlığı Birimi ile görüştüm ama sonuç vahim, görüşmemizde bana Post Polio Sendromunu bir kavram olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar oysa hastalık dünyada kabul görmüş hatta PPS tedavisine yönelik birçok çalışma yapılmış olmakla birlikte,
günümüzde sendromun kendisine yönelik etkin bir farmakolojik
veya özgün bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak tedavide multidisipliner
yaklaşım esastır. Yapılan son bir çalışlmada, böyle bir yaklaşımla uzun dönemde fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel ölçütlerde
belirgin düzelmeler olduğu gösterilmiştir . Avrupa Nöroloji Federasyonu
(The European Federation of Neurological Societies;EFNS), kanıta dayalı tıp temelinde PPS tedavi kılavuzu yayımlamıştır. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde hastalıkla ilgili özel tedavi merkezleri kurulmuş yani kısaca Türkiye Halk Sağlığı Biriminin dayatmaya çalıştığı gibi hastalık bir kavram değil aksine polio sekeli geçirmiş kişileri direk olarak ilgilendiren bir hastalıktır . Türkiye'de hastaneye gittiğinizde hastalık ya bilinmiyor yada Türkiye Halk Sağlığı Biriminin dediği gibi sadece kavram olarak görülüyor buna bağlı olarak ya yanlış tanı konuyor yada yaşlılık , kilo almışsın vs. denilip geçiştiriliyor . Konuyla ilgili Detaylı bir makaleye ulaşmak için linke tıklayınız.Post polio sendromu (PPS),

4 Eylül 2013 Çarşamba

Akülü tekerlekli sandalye temini


7.3.12.F- Akülü tekerlekli sandalye temini
(1) Ayakta durmak ve/veya yürümek için alt ekstremitelerini kullanamayacak hastalığı veya sakatlığının yanında;
a) El, ön kol ve kolun tek taraflı fonksiyonuna mani olan haller veya,
b) Kalp yetmezliği veya koroner arter hastalıkları veya,
c) Kronik obstrüktif akciğer hastalıkları;
(2) Yukarda sayılan hastalıklar gibi tekerlekli sandalyeyi hareket ettirememesi yada hareket ettirmesi halinde kişinin sağlığının tehlikeye gireceği durumlarda, bu durumlarının Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin Cerrahisi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, erişkin veya Çocuk Nöroloji uzman hekimlerinden birinin ve kalp yetmezliği veya koroner arter hastalıkları varsa ayrıca Kardiyoloji uzmanı, adı geçen branşta hekim yoksa dahiliye uzmanı; kronik obstrüktif akciğer hastalıkları varsa ayrıca Göğüs Hastalıkları uzmanı, adı geçen branşta hekim yoksa Dahiliye uzmanının yer aldığı; mental fonksiyonlar yönünden akülü tekerlekli sandalye kullanıp kullanamayacağı hususunun ayrıca belirtildiği; sağlık kurullarınca düzenlenen sağlık kurulu raporuyla tevsik edilmesi koşuluyla, akülü tekerlekli sandalye bedelleri Kurumca ödenir. 12 yaş altı hastalarda yukarıdaki şartlar sağlansa bile akülü tekerlekli sandalye bedelleri Kurumca ödenmez.
(3) Trafik tescili zorunlu olan ve kullanımı için H sınıfı sürücü belgesi gerektiren motorlu malul arabalarının bedelleri Kurumca ödenmez. Ancak, SUT’un yürürlük tarihinden önce Kurumca temin edilmiş motorlu malul arabalarının bakım ve onarım işlemleri SUT hükümleri doğrultusunda yürütülür.
(4) Akülü tekerlekli sandalye en az; elektronik kumandalı, kapalı devre sistemiyle yokuş aşağı bile hızı ve yönü ayarlanabilir, 6-12 derece arası eğimde kullanılabilme imkanı, taşıma için katlanabilir, hız limiti ayarlanabilir, 120kg taşıma kapasitesinde, elektronik akü şarj cihazlı, tek veya çift akü kutusu ile 24 V akülü özelliklerine haiz olmalı ve ilgili firma tarafından iki yıl garanti, on yıl yedek parça bulunurluk garantisi, teknik destek taahhütnamesi verilmiş olmalıdır.
(5) Akülü tekerlekli sandalyenin yenilenme süresi 5 (beş) yıldır. Bu süreden önce yenilenen akülü tekerlekli sandalye bedeli Kurumca ödenmez

3 Eylül 2013 Salı

Malüllük Kapsamı Genişletildi.



5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının maluliyetinin tespitine ilişkin usul ve esasları düzenleyen Maluliyet Tespit Yönetmeliği'nde değişikliğe gidildi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ortak çalışması ile süreğen hastalığı olanları da içeren çalışamaz durumdaki engellilerin maluliyet haklarını düzenleyen yeni Maluliyet Tespit Yönetmeliği, 03 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. Yönetmelik 1/9/2013 tarihinden sonra uygulanmaya başlayacak.
Yönetmelik değişikliği ne gibi yenilikler getirdi;
Hastalık listesi esas alınacak; Yönetmelik doğrultusunda sigortalıların çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediklerinin tespitinde yönetmelik eki olarak yayınlanan hastalık listesi esas alınacak. Hastalık Listesi’nde bulunan tıbbi kriterler Sosyal Güvenlik Kurumunca en geç 3 yılda bir gözden geçirilecek.
Malul sayılmaya ilişkin usul ve esaslar ayrıntılı olarak belirlendi;
1-Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların çalışma gücü kaybı tespiti:
a) Hastalık Listesi’nde belirtilen hastalıkların meydana geldiği,
b) Eski ve çalışmaya engel olmayan bir hastalığın, Hastalık Listesi’nde belirtilen seviyelere yükseldiği,
c) Çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş haliyle ilk defa çalışmaya başlayan, ancak daha sonra ortaya çıkan farklı bir hastalık nedeniyle bu Yönetmelik hükümlerine göre çalışma gücünün en az %60’ını kaybettiği,
ç) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği,
Kurum sağlık kurulunca tespit edilen sigortalı malul sayılır.
2-Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki sigortalıların çalışma gücü kaybı tespiti:
İlk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra vücutlarında oluşan ve tedavi edilemeyen hastalıkları nedeniyle, çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum sağlık kurulunca tespit edilen sigortalı malul sayılır.
Bu kapsamda alınacak maluliyet kararlarında; Hastalık Listesi, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte belirtilen sağlık şartları, Vazife malullüğü halinde ise, Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname esas alınır.
Yeni hastalıklar eklendi; Hayati organ nakilleri sonrasına, tedaviye dirençli tüberküloz hastalarına, şeker hastalığından dolayı 3 veya daha fazla komplikasyonu olanlara, orta ve ileri düzeyde organ rahatsızlığı olanlara, böbrek süzme hızı 30 ml/dk’nın altında olanlara, tek tarafı felçliler, sara hastaları, spastik çocuklar ve otizm gibi romatizmal ve nörolojik hastalara da maluliyet hakkı getirildiği görülmektedir. Ayrıca, kalp, akciğer, karaciğer ve bağırsak nakli yapılan hastalara kontrolsüz maluliyet hakkı verildiği görülmektedir.
Birden fazla hastalığı olanlara ilişkin düzenlemeler yapıldı; birden fazla hastalığı olup çalışamaz durumda olan vatandaşlar için de düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Hastanın genel durumunun değerlendirilerek çalışamaz durumda olduğu görülürse bu kişilere maluliyet maaşı bağlanabilecek.
Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olma halleri ayrıntılı olarak belirlendi;
· Kuadripleji, parapleji, dipleji ve sigortalının yaşamını kendi başına yürütmesine engel hemipleji veya merkezi sinir sisteminin sfinkter bozuklukları ile birlikte olan diğer hastalıklar,
· Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar,
· İki gözde de yüzde yüz (tam) görme kaybı,
· İki elin kaybı, bir kolun omuzdan ve bir bacağın kalçadan kaybı,
· Her iki bacağın alttan en az 1/3’ünün kaybı,
· Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler,
· Solunum yetmezliği nedeniyle yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması,
· Giyinme, beslenme, fonksiyonel mobilite, bağırsak ve mesane bakımı, kişisel hijyen ve tuvalet ihtiyaçları gibi günlük yaşam aktivitelerinin sağlanamaması
· Burada sayılan hastalıklar dışında kaldığı halde tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalıklara
Sahip sigortalıların ve kadın sigortalıların malul çocuklarının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu kabul edilecek.
Erken yaşlanma tespiti istenebilecek; Kanunda yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen yaş şartı dışındaki diğer şartları taşıyan ve 55 yaşını dolduran sigortalıların; dikkat, algı, bellek, kavrama ve soyutlama gibi işlevlerin kaybı olan bilişsel yaşlanma ile fizyolojik ve psikolojik yaşlanma hali tayin ve tespit edilenler, erken yaşlanmış sayılacaklar. Bu tespitlerde; nöroloji, psikiyatri, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, iç hastalıkları, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji başta olmak üzere ilgili branşlarca düzenlenen sağlık kurulu raporları esas alınır.
İstenildiğinde kontrol muayenesine tabi tutulabilinecek; Çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmesi nedeniyle malul sayılanlar ile Kanunun 28 inci maddesinin 5 inci fıkrası kapsamında yaşlılık aylığı bağlanan sigortalılar; Kurumca yürütülen soruşturma nedeniyle, maluliyete ilişkin Kurumca verilen karar gereği, malullük, vazife malullüğü aylığı bağlanmış sigortalıların, malullük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduklarına ilişkin talepleri ile ihbar ve şikayet halinde kontrol muayenesine tabi tutulabilecekler.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca kontrol muayenesi kararı verilmesi halinde bu kontrol muayenesine ilişkin değerlendirme Kurum sağlık kurullarınca yapılacak. Bu karara itiraz olması halinde ise konu, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca değerlendirilerek karara bağlanacak.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararları bağlayıcı olacak; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından verilen kararlar Kurum sağlık kurullarını bağlayıcı olacak.
Farklı sigortalılıklardan maluliyet talep edilebilecek; Maluliyet değerlendirmesi sonucunda, ilk işe girdiği tarihte de malul olduğuna karar verilen sigortalılar, anne ve/veya babalarının sigortalılıklarından dolayı hak sahibi olarak maluliyet tespiti talep ettiklerinde, buna göre oluşturulacak dosya ile birlikte kendi sigortalılıklarından dolayı alınan kararlar, buna esas sağlık kurulu raporları ve diğer belgeleri içerir dosya Kurum sağlık kuruluna gönderilecek.
İşe başladığı tarihten önce çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olanlar bu haktan yararlanamayacak. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse sigortalı bu hastalık veya engeli sebebiyle malullük aylığından yararlanamayacak.
Engellilerimizin kendi durumlarını ilgilendiren hususları daha iyi analiz edebilmeleri açısından HASTALIK LİSTESİ ayrıntılı olarak aşağıda sunulmuştur.
HASTALIK LİSTESİ
A. NÖROLOJİ
Epilepsi – konvülsif epilepsi: (grand mal veya psikomotor) Tipik bir nöbetin detaylı bir şekilde tarif edilerek belgelendirildiği, ilişkili olan tüm olayları içeren; en az 3 aylık tedaviye rağmen ayda üç ve üçten fazla yaşanan ve beraberinde;
Gündüz yaşanan ataklar (bilinç kaybı ve konvülsif nöbetler)
veya
Gün boyunca aktiviteyi belirgin olarak kötüleştiren artçıları bulunan gece atakları.
Epilepsi – nonkonvülsif epilepsi: (petit mal, psikomotor, fokal) İlişkili olan tüm olayları içeren tipik bir nöbet şeklinin detaylı bir şekilde tarif edilerek belgelendirildiği, en az 3 aylık tedaviye rağmen haftada birden daha sık ortaya çıkan ve beraberinde
A. Bilinç değişiklikleri veya bilinç kaybı ve atipik davranış gibi geçici postiktal bulguların olması
veya
B. Gün boyunca aktiviteyi belirgin olarak kötüleştirmesi.
Santral sinir sistemi vasküler hastalıkları: Aşağıdakilerden biri ile beraber en az 1 yıldır olan post-vasküler hastalık:
Sekel halini almış, başarısız konuşma veya iletişime neden olan duyusal veya motor afazi;
veya
Kaba ve beceri gerektiren hareketlerde veya yürüme ve duruşta devamlı bozukluğa neden olan, etkilenen vücut yarısında veya tek ekstremitede motor fonksiyonun belirgin ve kalıcı olarak bozulması ve efektif ambulasyonun[1] ve kendine bakım aktivitelerinin sağlanamaması. (Bozukluğun değerlendirilmesi parmak, el ve kol kullanım engeli ve/veya hareket engeli derecesine bağlıdır.)
Benign beyin tümörleri: 1, 2, 3. başlıkları altında veya etkilenen vücut sistemi kriterleri içinde değerlendirilir.
Parkinson Sendromu: Tek başına veya diğer bulgular ile beraber kaba ve beceri gerektiren hareketlerde veya yürüme ve duruşta devamlı bozukluğa neden olan, iki ekstremitede belirgin rijidite, bradikinezi veya tremor ile giden ve tedaviye yanıt vermeyen olgular.
Serebral Palsi:
IQ düzeyi 50 veya altında
veya
Zarar vericilik veya duygusal instabilite gibi anormal davranış şekilleri
veya
Konuşma, işitme veya görsel kusur nedeniyle olan belirgin iletişim bozukluğu
veya
3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
Spinal kord, sinir kökü lezyonları, dejeneratif nörolojik hastalıklar veya herhangi bir nedene bağlı olan:
3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
veya
Anal inkontinans
veya
Daimi sonda kullanmayı gerektiren
veya
Günde 3 kez ve üzeri TAK yapmak zorunda olan idrar inkontinansı.
Multiple Skleroz:
3B’de tarif edildiği şekilde olan kalıcı motor fonksiyon bozukluğu
veya
Görme veya mental bozukluğun bulunması.(Bu durumlarda değerlendirme ilgili vücut sistemine göre yapılır)
veya
Multiple skleroz sürecinde patolojik olarak etkilendiği bilinen santral sinir sistemi alanlarındaki nörolojik işlev bozukluğundan kaynaklanan, fizik muayene ile gösterilen, motor fonksiyonda belirgin yorgunluk ile tekrarlayıcı aktivitedeki anlamlı kas zayıflığı
veya
EDSS 5,5 ve üzeri olması.
Amyotrofik lateral skleroz
Anterior poliomyelit ile birlikte:
Konuşma, yutma veya nefes almada belirgin güçlük olması
veya
3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
Myastenia gravis ile birlikte:
Tedavi altında olmasına rağmen konuşma, yutma veya nefes almada belirgin güçlük olması
veya
Tedavi altında olmasına rağmen, dirence karşı olan tekrarlayıcı eylemde yer alan ekstremite kaslarında belirgin motor zayıflık olması.
Müsküler distrofi ile birlikte: 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
Periferal nöropatiler ile birlikte:
Tedaviye rağmen sekel halini almış 3B’de tarif edildiği şekilde motor fonksiyon bozukluğu
veya
Tek veya çift taraflı sekel halini almış total brachial plexus lezyonu(EMG ile kanıtlanmış)
Tedaviye rağmen anlamlı düzelme göstermeyen subakut kombine kord dejenerasyonu (pernisiyöz anemi v.b) ile birlikte 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu.
Huntington Koresi, Friedrich ataksisi gibi dejeneratif hastalıklar, spino-serebellar dejenerasyon veya serebellar hastalıklar: Beraberinde;
Başkasının yardımını gerektirecek düzeyde denge bozukluğu, 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu,
veya
Kronik beyin sendromu (Bulgular Psikiyatri bölümünde yer alan maddelere göre değerlendirilir)
Serebral travma:
Bu bölümde yer alan 1, 2, 3 maddelerine ve Psikiyatri bölümünde ki kriterlere göre değerlendirilir.
Syringomyeli:
Ciddi bulbar belirtiler
veya
3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
Demans:
Günlük yaşam aktivitelerini yapabilmesi için yönlendirme ve destek gerektirecek düzeyde kognitif bozulma (ileri derecede demans)
B. PSİKİYATRİ
(IQ 50 ve altı) Zeka gerilikleri
Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen şizofreni ve alt tipleri
Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen şizoafektif bozukluk
Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen sanrısal bozukluklar
Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen atipik veya başka türlü sınıflandırılamayan psikozlar
Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen progresyon gösteren ve çalışma olanağı vermeyen bipolar bozukluk
Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen beyin hasarı, beyin işlev bozukluğuna bağlı davranış bozuklukları (organik kişilik ve davranış bozukluğu, frontal lob sendromu, v.b.)
Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen psikotik özellikli kronik obsesif kompulsif bozukluk, kronik travma sonrası stres bozukluğu ve komorbiditesi[2]
Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen beyin hasarı, beyin işlev bozukluğu ve bedensel hastalıklara bağlı ruhsal bozukluklar (organik bipolar tiplerini içerir, organik sanrılı bozukluk, demansiyel ve amnestik v.b. tablolar)
Yaygın gelişimsel bozukluklar (otistik bozukluk, asperger v.b.)
C. GÖZ HASTALIKLARI
Görme azlığı
Bariz bir patolojinin varlığını ileri tetkiklerin de desteklediği en iyi düzeltmeyle bile artmayan, her bir gözün görme keskinliğini ileri derecede bozan görme azlığı (Bilateral 0,1 [20/200] ve bu seviyenin altında görme keskinliği olması)
Bu madde kapsamında yer alan katarakt, üveit, glokom, retina hastalıkları tedavi sonrası değerlendirilir.
Pterjium ve semblafaron
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan korneada ileri derecede bulanıklığa neden olan, tekrarlayan, tedaviden fayda görmeyen iki taraflı pterjium veya semblafaron
Keratitler ve grefon hastalığı
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan keratitler veya grefon hastalığı
Keratokonus
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, kontakt lensten yararlanmayan iki taraflı keratokonus
Üveitler
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, tekrarlayan, tedaviden fayda görmeyen üveitler
Retina Kanamaları
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, sık tekrarlayan, sekel bırakmış, tedavisi güç retina kanamaları
Orbita Patolojileri
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, her iki göz yuvarlağını hareketsiz kılan, sekel bırakmış orbita travmaları, iltihapları veya tümörleri
Retinopatiler
Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, tedaviden fayda görmeyen retinopatiler, retina dejeneresansları, makülopatiler
Görme alanı patolojileri
Her iki gözde periferik görme alanının 10°’ye kadar daralarak sekel oluşturması ve tübüler görme seviyesine düşmesi
Ptozis
Cerrahi tedaviden yarar görmeyen, görüş alanına engel olan, sekel halindeki bilateral göz kapağı düşüklüğü
Diplopi
Primer pozisyonda çift görmeye neden olan, sekel halindeki her iki göz kaslarının paralizisi
D. KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI
Komplikasyonlu sağırlık
Yardımsız ayakta durmayı engelleyen denge bozuklukları ile birlikte olan, ameliyat ve işitme cihazlarıyla düzeltilemeyen kalıcı iki taraflı çok ileri düzeyde işitme kaybı
Dil
Etiyolojisine bakılmaksızın dilin en az 2/3 ünün alınması
Larenks
Etiyolojisine bakılmaksızın sürekli kanül kullanmayı gerektiren total yada kısmi larenks yokluğu
Ses organları
Düzeltilemeyen ağır dispne ve afoni ile birlikte olan iki taraflı hastalık, travma ve tümörleri
E. ONKOLOJİ[3]
Baş ve boyunun yumuşak doku ve diğer malign tümörleri : Tüm kulak (iç,orta,dış), burun, paranasal sinüs, nazofarenks, dudak, yanak, dil, ağız tabanı, çene (tükrük bezleri ve tiroid bezi hariç)
A. Antineoplastik tedaviyi takiben ilerleyen hastalık
veya
B. Antineoplastik tedavi sonrasında rekurrens gösteren (gerçek vokal kordlarda olan rekürrens hariç) hastalık
veya
C. Bölgesel lenf nodları dışındaki uzak organ veya uzak lenf nodları metastazı varlığı
Cilt
A. Sarkom veya karsinom: Anrezektabl lokal veya anrezektabl metastatik hastalık
B. Melanoma: 1 veya 2’de tanımlandığı şekilde;
1. Geniş eksizyon sonrası metastaz yapmış (rekürren hastalık olarak kabul edilmeyen, başka bir bölgede ortaya çıkan primer melanoma hariç)
2. a veya b’de tanımlanan metastazları bulunan;
a. Anrezektabl 2 veya daha fazla değişik anatomik bölgede lenf bezi metastaz varlığı (Görüntüleme yöntemleri veya fizik muayene ile saptanabilmelidir)
b. Anrezektabl komşu cilde veya daha uzak bölgelere olan metastazlar
Yumuşak Doku Sarkomu
A. Anrezektabl bölgesel veya uzak metastazlar ile beraber olan
veya
B. Antineoplastik tedavi sonrasında ilerleyen veya tekrarlayan anrezektabl hastalık
Lenfoma (T-hücreli Lenfoblastik Lenfoma hariç)
A. Non-Hodgkin lenfoma: 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle;
1. Agresif lenfoma (diffüz büyük B-hücreli lenfoma dahil), başlangıç antineoplastik tedavi sonrasında ilerleyen hastalık
2. 12 aylık periyot süresince birden fazla antineoplastik tedavi başlanması gereksinimi olan, yavaş ilerleyen lenfomalar (mikozis fungoides ve foliküler küçük çentikli hücreli dahil)
B. Hodgkin hastalığı: Antineoplastik tedaviden sonra ilerleyen hastalık
C. Kemik iliği veya kök hücre nakli ile beraber olan lenfomalar: Nakil tarihinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
Lösemiler
A. Akut lösemi (T-hücreli lenfoblastik lenfoma dahil): tanı veya relaps tarihinden itibaren en az 24 ay süreyle; kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.
B. Kronik myelojenöz lösemi: 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle;
1. Hızlanmış (akselere) veya blast fazı; tanı veya relaps tarihinden itibaren en az 24 ay süreyle, kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
2. Kronik faz; a veya b’de tanımlanan şekliyle:
a. Kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
b. Antineoplastik tedaviye rağmen progresif seyreden hastalık
C. Kronik lenfositer lösemi:
1. Akut lösemiye dönüşüm gösteren
veya
2. 12 aylık periyod süresince birden fazla antineoplastik tedavi başlanması gereksinimi olan
Multipl Myelom
A. Antineoplastik tedavi sonrasında tedaviye yanıtın alınamadığı veya progresif seyrettiği
veya
B. Kemik iliği veya kök hücre nakli ile beraber olan durumlar; kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
Tükrük bezleri
Anrezektabl uzak metastazları bulunan karsinom veya sarkom
Tiroid bezi
A. Anaplastik (andiferansiye) karsinom
veya
B. Anrezektabl ve bölgesel lenf nodlarını aşan metastazları bulunan ve radyoaktif iyot tedavisine cevap vermeyen progresif seyreden karsinom
veya
C. Anrezektabl uzak metastazı bulunan medüller karsinom
Meme (sarkoma hariç)
A. Anrezektabl lokal olarak ilerlemiş karsinom (inflamatuar karsinom, göğüs duvarı veya cilde doğrudan uzanımı bulunan herhangi bir boyuttaki tümör, aynı taraftaki internal mamarian lenf nodlarına metastazı bulunan herhangi bir boyuttaki tümör)
veya
B. Lokal ileri evre veya metastatik hastalıkta verilen antineoplastik tedaviye rağmen ilerleyen hastalık
İskelet sistemi sarkomu
A. İnoperabl veya anrezektabl hastalık
veya
B. Antineoplastik tedavi sonrası tekrarlayan ve anrezektabl olan hastalık
veya
C. Anrezektabl uzak metastazı bulunanlar
Maxilla, orbita veya temporal fossa
A. Anrezektabl bölgesel veya uzak metastazı bulunan, herhangi bir tip sarkom veya karsinom
veya
B. Orbitaya veya etmoid veya sfenoid sinuslere uzanımı bulunan antrum karsinomu (nazofarinks tümörü hariç)
veya
C. Kafa tabanına, orbitaya, meninkslere veya sinuslere uzanımı bulunan tümörler
Sinir sistemi
A. 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle, santral sinir sisteminin (beyin ve spinal kordun) malign tümörleri:
1. Medulloblastom veya diğer primitif nöroektodermal tümörler (PNET) gibi oldukça malign olan, belgelenmiş metastazı olan tümörler, glioblastome multiforme, ependimoblastom, diffüz intrinsik beyin sapı gliomları veya primer sarkomlar
2. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren anrezektabl hastalık
veya
B. 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle, periferal sinir veya sinir kökü malign tümörleri:
1. Metastazı bulunan
2. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
Akciğerler
A. Akciğerin küçük hücreli olmayan karsinomları
İnoperabl, anrezektabl, rekürens gösteren veya hiler nodlara veya daha uzağa metastazı bulunan
veya
B. Küçük hücreli karsinom: Toraksa sınırlı hastalıkta uygulanan tedavilere rağmen ilerleyen veya yaygın hastalık olması

veya
C. Anrezektabl superior sulcus karsinomu (pancoast tümörleri dahil)
Plevra veya mediasten
A. Antineoplastik tedaviye rağmen ilerleyen plevranın malign mezotelyoması
B. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, mediastenin malign tümörleri:
1. Bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan (germ hücre tümörleri hariç)
2. Başlangıç antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
Ösefagus veya mide
A. Ösefagusun karsinomu veya sarkomu (gastrointestinal stromal tümör hariç)
B. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, mide karsinomu veya sarkomu;
1. İnoperabl, anrezektabl, komşu yapılara uzanımı bulunan veya rekürrens gösteren
2. Uzak organ ve uzak lenf nodlarına metastazı bulunan
C. Antineoplastik tedavilere dirençli veya ilerleyen gastrointestinal stromal tümör
İnce barsağın karsinomu, sarkomu veya karsinoid tümörleri
A. İnoperabl, anrezektabl veya rekürrens gösteren (gastrointestinal stromal tümör hariç)
veya
B. Bölgesel lenf nodlarından daha uzağa metastazı bulunan (gastrointestinal stromal tümör hariç)
veya
C. Antineoplastik tedavilere dirençli veya sistemik tedaviye cevap vermeyen ilerleyen gastrointestinal stromal tümör
Kalın barsak (ileoçekal valvden itibaren, anal kanal dahil)
A. İnoperabl, anrezektabl veya rekürrens gösteren adenokarsinom
veya
B. Cerrahi sonrası rekürrens gösteren anüsün skuamoz hücreli karsinomu
veya
C. Bölgesel lenf nodlarından daha uzağa metastazı bulunan
Karaciğer, safra kesesi, safra yolları
A. Anrezektabl karaciğerin malign tümörleri
B. Anrezektabl safra kesesinin malign tümörleri
C. Anrezektabl safra yollarının malign tümörleri
Pankreas
A. Anrezektabl karsinom (adacık hücreli karsinomlar hariç) veya relaps hastalık
veya
B. Fizyolojik olarak aktif, inoperabl veya anrezektabl olan adacık hücreli tümörler
Böbrekler, adrenal bez veya üreterlerin karsinomu
A. İnoperabl, anrezektabl hastalık
veya
B. Cerrahi olarak çıkarılamayan nüks veya uzak metastazı olan karsinomlar
Mesanenin karsinomu
A. Mesane dışına taşan hastalık
veya
B. Total sistektomi sonrası rekürrens gösteren
veya
C. İnoperabl veya anrezektabl olan
Kadın genital yollarının karsinomu veya sarkomu
A. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle uterin korpus:
1. Antineoplastik tedavilere cevap vermeyen ilerleyen lokal ileri hastalık veya antineoplastik tedaviye cevap vermeyen uzak organ metastazları
2. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
B. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle uterin serviks:
1. Pelvik duvara, vajinanın alt bölümüne veya komşu veya uzak organlara metastazı bulunan
2. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
C. 1 veya 2 veya 3’de tanımlandığı şekliyle vulva veya vajina:
1. Komşu organlara invazyon gösteren
2. Bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan
3. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
D. Fallop tüpleri: Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
E. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, overler:
1. Aşagıdakilerden en az bir tanesinin bulunduğu germ hücreli tümörler dışındaki tüm malign tümörlerde:
a. Pelvis dışına uzanım gösteren tümör(örneğin; periton, omentum veya barsak yüzeylerinde tümör implantlarının bulunması)
b. Antineoplastik tedaviyi takiben rekürrens gösteren
2. Germ hücreli tümörler; antineoplastik tedaviyi takiben progresif /nüks gelişen ve anrezektabl olanlar
Prostat bezinin karsinomu
A. Hormon tedavisine rağmen progresyon gösteren ileri evre hastalık
veya
B. Kemik dışı visseral metastazı bulunan (iç organlara olan metastazlar)
Testis: Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya cerrahi olarak çıkartılamayan rekürrens veya metastatik tümör
Penis: Anrezektabl bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan karsinom
Uygun incelemeye rağmen primer kaynağın bilinmediği durumlar
Cerrahi, radyoterapi, antineoplastik tedaviye yanıt vermeyen, ilerleyici hastalık gösteren boyun lenf nodlarına yayılmış, metastatik karsinom veya sarkom
Kemik iliği veya kök hücre nakli ile tedavi edilmiş malign neoplastik hastalıklar
A. Allojenik transplantasyon: Nakil tarihinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.
veya
B. Otolog transplantasyon: Nakil de dahil olmak üzere, tedavi planı altında tedavinin başladığı ilk tarihten itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.
28. Diğer maddelerde maluliyet süresi belirtilmeyen ve “İyi diferansiye tiroid kanserleri ve derinin bazal hücreli kanseri” dışındaki tüm malign hastalıklar teşhis tarihinden itibaren 18 ay süresince malul kabul edilir ve bu süre sonunda hastalık durumuna göre maluliyet yönünden tekrar değerlendirilir
F. HEMATOLOJİ
Anemiler
A. Ağır aplastik anemi (nötrofil 200-500, trombosit 20000’in altı); sık transfüzyon gereksinimi[4]
B. Fankoni aplastik anemisi ve diğer konjenital aplastik anemiler; sık transfüzyon gereksinimi olan
C. Diamond Blackfan anemisi (konjenital hipoplastik anemi); tedavilere yanıt vermeyen
D. Eritrosit enzim ve membran defektleri ile seyreden, Hb<8 g/dl olan ağır anemiler
E. Ağır ve terminal dönem Paroksismal Nokturnal Hemoglobinüri
F. Oto-immün hemolitik anemiler(İdiyopatik ve sekonder otoimmün hemolitik anemiler) Tedaviye yanıt vermeyen ve Hb<8 g/dl ile seyreden
G. Orak hücre hastalığı veya varyantları: Aşağıdakilerden biri ile beraber
1. 5 ay boyunca en az 3 kez olduğu tespit edilen ağrılı trombotik krizler
2. 12 ay boyunca en az 3 kez uzamış hospitalizasyona (acil bakımın dışında) ihtiyaç duyulması
3. Htc seviyesinin %26 veya altında seyrettiği kronik ciddi anemi
4. Kalıcı bozuklukların değerlendirilmesi; etkilenen vücut sistemi kriterleri altında yapılır.
H. Thalassemi majör ve/veya intermedia
1. Sık transfüzyon gereksinimi olan homozigot talasemi majör
veya
2. Hipersplenizm bulguları olan, Fe şelasyon tedavisi gerektirecek düzeyde serum Fe ve Ferritin değerlerinde yükselme olması
İ. Myelodisplastik sendrom; IPSS’e göre orta risk olarak değerlendirilen beraberinde kompleks sitogenetik bozukluk veya standart tedaviye yanıt vermeyen ağır sitopenisi olan
J. Primer Myelofibrozis; COLOGNE kriterlerine göre evre 3-4 olan
Ağır ve remisyona girmeyen Malign Monoklonal Gammapatiler
Primer Hemofagositik Sendrom
Kronik granülositopeni : A ve B’ deki maddelerle beraber
A. Kesin nötrofil sayısının tekrarlayan sayımlarda mm3 de 1000’in altında olması
B. 5 ay boyunca en az 3 kez oluştuğu tesbit edilen rekürren sistemik bakteriel enfeksiyonlar
Esansiyel trombositemi, esansiyel polistemi, polistemia vera v.b. myeloproliferatif hastalıklar; (KML ve KLL dışında) Hayatı tehdit eden tromboz ve/veya kanamaya neden olan veya lösemik dönüşüm gösteren
Hemostaz bozuklukları (İTP, trombosit fonksiyon bozuklukları, vasküler nedenler); Ağır ve hayati kanamalar ile seyreden primer hemostaz bozuklukları (tedavinin bitiminden bir yıl sonra kontrol)
Koagülasyon defektleri (hemofili veya benzer hastalıklar)
A. 5 ay içinde en az 3 kez transfüzyona ihtiyaç duyan spontan hemoraji ile beraber
veya
B. Faktör aktivitesi % 3’ün altında olan (en az iki kez , farklı zamanda ölçülmüş)
Kemik İliği/ Kök Hücre Nakli: Onkoloji bölümünde yer alan kriterlere göre değerlendirilir.
G. ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
Amputasyonlar
A. Üst Ekstremite Amputasyon Düzeyi
1. Skapulotorasik (tek taraflı)
2. Omuz dezartikülasyonu (tek taraflı)
3. Kol (omuz ile dirsek arası) (tek taraflı)
4. Dirsek dezartikülasyonu (tek taraflı)
5. Bilateral ön kol
6. Bilateral el bileği
7. Bilateral metakarpofalangiyal eklemden tüm parmaklar
8. Bilateral metakarpofalangiyal eklemden baş parmak dahil 8 parmak
B. Alt Ekstremite Amputasyon Düzeyi
1. Hemipelvektomi
2. Kalça dezartikülasyonu (tek taraflı)
3. Diz üstü
a. Proksimal (tek taraflı)
b. Bilateral orta ve distal
4. Bilateral diz dezartikülasyonu
5. Diz altı
a. Bilateral proksimal
b. Bilateral orta
c. Bilateral distal
6. Ayak - Bilateral Syme
C. Dizaltı veya üstündeki seviyelerden bir alt ekstremite amputasyonu ve bir el bileğinin amputasyonu sonucu efektif ambulasyonun sağlanamaması
Eklemlerin Majör Disfonksiyonları
Herhangi bir sebebe bağlı olarak etkilenen eklemlerde ciddi anatomik deformite (subluksasyon, kontraktür, osseöz veya fibröz ankiloz, instabilite v.b.) ile beraber hareket kısıtlılığı veya anormal hareketlerin bulunduğu durumlar.
A. Bilateral kalça ekleminin tam ankilozu
B. Bilateral diz ekleminin 30° ve üzerinde fleksiyon pozisyonunda ankilozu
C. Kürek kemiğinin sabit hale gelmesine neden olan iki taraflı omuz eklem ankilozu
D. Bilateral üst ekstremite eklemlerin tutulumu sonucu ince ve kaba hareket becerilerinin kaybı ve kendine bakım aktivitelerinin gerçekleştirilememesi
Skolyoz, kifoz, kifoskolyoz gibi omurganın anormal eğrilikleri sonucu kardiyak veya solunum sisteminin etkilendiği durumlar (değerlendirme ilgili vücut sistemine göre yapılır.)
H. ROMATOLOJİ[5]
Sistemik Sklerosis (skleroderma)
A. 3 veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması(organ/vücut sisteminden birinin tutulma derecesi en az orta düzeyde olmalı)
veya
B. Aşağıdakilerden birinin bulunması.
1. Ayaklarda parmak kontraktürü veya sabit deformite sonucu efektif ambulasyonu sağlayamama
2. Her 2 elde parmak kontraktürleri veya sabit deformiteler nedeniyle ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama.
3. Alt ekstremitelerde atrofi ile beraber irriversible hasarlar sonucu efektif ambulasyonu sağlayamama
4. Her 2 üst ekstremitede atrofi ile beraber irriversible hasarlar sonucu ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlayamama.
veya
C. Raynaud’s fenomeni
1. En az 2 ekstremiteyi etkileyen gangren
veya
2. El veya ayak parmaklarındaki iskemiyle beraber bulunan ülserler nedeniyle efektif ambulasyonu veya ince, kaba hareket becerilerini sağlayamama
Polimyozit ve Dermatomyozit: Aşağıdakilerden birinin bulunması;
A. Proksimal kuşak (pelvis veya omuz) kalıcı kas gücü kaybı nedeniyle efektif ambulasyon veya ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlayamama.
B. Kas zayıflığına bağlı tedaviye cevap vermeyen aspirasyon ile beraber yutma güçlüğü (disfaji)
C. İnterkostal ve diyaframatik kaslarda güç kaybına bağlı solunum bozulması.
D. Diffüz kalsinosis sonucu efektif ambulasyonu veya ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlamasına engel olacak eklem limitasyonları
Sistemik Lupus Eritamatozis, Sistemik Vaskülit, Sjögren Sendromu, Undifferansiye ve Mixed Konnektif Doku Hastalığı v.b.
3 veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması(organ/vücut sisteminden birinin tutulma derecesi en az orta düzeyde olmalı)
Behçet Hastalığı
Vena cava superior ve/veya vena cava inferior sendromu gibi vasküler komplikasyonlar, görme kaybıyla sonuçlanan göz tutulumu veya pulmoner veya SSS gibi en az 2 veya daha fazla sistem/organın en az orta düzeyde tutulması.
İnflamatuar Artritler
A. İnatçı inflamasyon veya kalıcı deformite nedeniyle
1. Ağırlık taşıyan majör periferal eklemlerin tutulumu ile efektif ambulasyon sağlanamaması
veya
2. Her iki üst ekstremitede majör periferal eklem tutulumu ile ince ve kaba hareket becerisinin kaybı.
B. Bir veya daha fazla periferal eklemde inflamasyon veya deformite ile beraber birinin en az orta derecede olmak üzere iki veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması.
C. Ankilozan spondilit veya diğer spondiloartropatilerde omurga tutulumunda
1. Dorsolomber veya servikal omurganın uygun görüntüleme tetkikleri ve fiziksel muayenede vertikal pozisyondan (sıfır dereceden) 50° veya daha fazla fleksiyonda ankiloze olması.
veya
2. Dorsolomber veya servikal omurganın uygun görüntüleme tetkikleri ve fiziksel muayenede vertikal pozisyondan (sıfır dereceden) 30° veya üzerinde (50°’den az) fleksiyonda ankiloze olması ve herbiri en az orta derecede olmak üzere iki veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması.
I. GASTROENTEROLOJİ VE HEPATOLOJİ
Gastrointestinal Kanamalar
Portal Hipertansiyona bağlı olarak gelişen, endoskopik ve medikal tedavi ile hastaneye yatış gerektiren;
A. TİPS veya cerrahi tedavi gerektiren
veya
B. Aşağıdakilerden en az birinin varlığı
1. Parasentez gerektiren asit,
2. Torasentez gerektiren hepatik hidrotoraks,
3. Spontan bakteriyel peritonit,
4. Hepatik ensefalopati,
5. Hepatorenal sendrom,
6. Hepatopulmoner sendrom
Karaciğer Sirozu
A. Aşağıdakilerden birinin varlığı
1. Son 1 yılda en az 2 defa hastaneye yatış ve terapötik parasentez gerektiren asit
2. Son 1 yılda en az 2 defa hastaneye yatış gerektiren spontan bakteriyel peritonit
3. Hepatopulmoner Sendrom
4. Hepatik Ensefalopati
5. Hepatik Hidrotoraks
6. Portopulmoner hipertansiyon
7. Hipersplenizm
B. End Stage Karaciğer Sirozu (SSA CLD skoru 22 veya üzeri olanlar)
Karaciğer transplantasyonu
İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları
A. Stenotik lezyonu olan inflamatuvar barsak hastalığı: Endoskopik veya radyolojik olarak ince barsak ve kolonda ortaya konmuş proksimalindeki dilatasyonun olduğu stenotik lezyonu olan hastaların (Adhesiv stenozlar hariç) hastaneye yatırılarak uygun medikal, endoskopik dekompresif tedaviler ile kontrol edilemeyen ve son altı ay içinde en az iki defa cerrahi tedavi ihtiyacı olmuş crohn hastalığı.
B. Stenozan olmayan inflamatuvar barsak hastalığı
Son 6 aylık takipte aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı
1. Medikal ve cerrahi tedavi ile kontrol edilemeyen fistülizan tip hastalık
2. VKI 17,5 in altında olması (bir yıl sonra kontrol gerekir)
3. Günlük beslenme ihtiyacının gastrostomi veya venöz kateter yoluyla total parenteral nutrisyonla sağlanması
4. Son iki ay içinde en az 3 farklı zamanda narkotik analjezikler ile kontrol altına alınamayan karın ağrısı, hassasiyet veya ele gelen kitle olması
5. Son iki ay içinde yapılan tedavilere rağmen Albumin’in 3gr/dl, Hemoglobinin 10gr/dl’in üzerine çıkarılamaması (transfüzyonsuz)
6. Son iki ay içinde en az 3 farklı zamanda perianal fistül veya drene edilen perianal absenin narkotik analjeziklere rağmen ağrı kontrolünün sağlanamaması
Kısa Bağırsak Sendromu
Cerrahi olarak ince barsakların en az 2/3’ünün rezeke edildiği ve günlük beslenme ihtiyacının venöz kateter yoluyla total parenteral nutrisyon ile sağlanması.
A. Sifinkterektomi ile birlikte subtotal kolektomi
B. Total kolektomi
C. Anal inkontinans veya anal sfinkter yokluğu
D. Kalıcı ileostomi veya kolostomiler
Bağırsak transplantasyonu
Tanımlanmış bir gastrointestinal hastalığa bağlı olarak; son 6 ayda uygun tedaviye rağmen son 2 ay içinde en az 2 değerlendirmede VKI 17,5 in altında olması. (Bir yıl sonra kontrol gerekir)
Malabsorbsiyonlarla seyreden kronik pankreatit: Radyoloji ve laboratuar yöntemleri ile saptanan birden fazla kalıcı komplikasyonu gelişen veya tedavi ile kontrol altında tutulamayan ağrı ile seyreden
Total pankreatektomi
Whipple operasyonu: Etiyolojisine bakılmaksızın
J. DERMATOLOJİ
Yama, plak, papül, tümor, Sezary sendromu şeklinde kendisini gösteren, patoloji pozitif lenf nodu: Evre IVA, IVB olan Kütanöz T Hücreli Lenfoma
Yaygın deri lezyonu olan, uzak metastazlı mycosis fungoides dışı diğer kutanöz lenfomalar
Belirti ve bulguları sürekli olarak mevcut olan, aralıklı veya sürekli tedavi gerektiren, uygun medikal tedaviye cevap vermeyen, günlük aktivitelerin tamamına yakınını etkileyen, hastanın çalışmasına olanak vermeyen veya hastane ya da evde uzun süreli mahsur kalmasına yol açan
A. Porfirialar
B. Artropatik şekil gösteren ağır sedef hastalığı (psoriazis) (Değerlendirme romatoloji bölümünde yer alan kriterlere göre yapılır)
C. Pemfigus grubu, büllöz pemfigoid, dermatitis herpetiformis v.b. Otoimmün büllöz hastalıklar
D. İktiyozis grubu hastalıklar
E. Epidermolizis büllosa
F. Kseroderma pigmentozum, Rothmund-Thompson Sendromu, Diskeratozis konjenita, Werner Sendromu ve benzeri genetik geçişli hastalıklar
Sistemik tutulumu olan atrofiyle seyreden ve trofik bozukluklar gösteren skleroderma. (Değerlendirme romatoloji bölümünde yer alan kriterlere göre yapılır)
Mutulasyon evresindeki cüzzam (Lepra)
K. KARDİYOLOJİ
Kardiyak Aritmiler
A. İlaç tedavisi, kateter ile ablasyon, cerrahi girişim, kalıcı kalp pili uygulanması ve ICD implantasyonu yöntemlerinden en az ikisinin uygulanmasına rağmen hayatı tehdit eden ventriküler aritmiye bağlı semptomların devam etmesi.
veya
B. İlaç tedavisi, kateter ile ablasyon, cerrahi girişim yöntemlerinden en az ikisinin uygulanmasına rağmen Avrupa kalp ritim derneği (EHRA) skoru EHRA IV olan kronik atriyal fibrilasyon
veya
C. Ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında olan hastalarda medikal tedaviye dirençli ventriküler aritmilerin varlığı
veya
D. Ani kalp ölümü sonrası başarılı resüsite edilmiş yaşayan ve medikal veya girişimsel veya cerrahi tedavi yöntemlerle tedavisi olmayan kalp hastalıklarının varlığı
Pulmoner Hipertansiyon: Medikal ve cerrahi tedaviye rağmen kateterle ölçülen Mean pulmoner arter basıncının 50 mmHg’ nın üzerinde olduğu (kalp kateterizasyonunun mümkün olmadığı durumlarda ekokardiografik olarak sistolik pulmoner arter basıncının 75 mmhg’nın üzerinde olduğu hastalar), NYHA evre 3-4 semptomları veya ciddi sağ ventrikül yetmezlik belirti ve bulgularının olduğu primer ve sekonder pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları
Konstrüktif Perikardit: Opere edilmesine ve medikal tedaviye rağmen bulguları devam eden veya inoperabl olup NYHA evre 3-4 konstriktif perikardit hastaları
Hipertrofik ve Restruktif Kardiyomyopati: Fizik muayene ve laboratuar sonuçlarıyla hipertrofik kardiyomiyopati tanısı konulan, uygun medikal, cerrahi veya invaziv tedaviye rağmen NYHA evre 4 semptomları olan hastalar
Kalp Yetmezliği
A. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan ve ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında olan kalp yetmezliği
veya
B. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan İnvaziv olarak ölçülmüş kardiyak indeksi 2.2 nin altında, pulmoner kapiller kama basıncı 18 mmHg üzerinde olan kalp yetmezliği
Konjenital Kalp Hastalıkları
A. Maksimum diyet, ilaç, perkutan veya cerrahi tedavisine rağmen NYHA evre 3-4 konjestif kalp yetersizliği semptomları olan konjenital kalp hastalıkları
veya
B. Cerrahi yada perkutan tedaviye rağmen kalp boşluklarında ciddi dilatasyon veya disfonksiyonu olan, ciddi kapak yetersizliği veya darlığı olan konjenital kalp hastalıkları
veya
C. Sağ-sol şant gelişen hastalar yada cerrahi ile düzeltilemeyen doğuştan sağ sol şantı olan hastalar
veya
D. Eisenmenger sendromu gelişen konjenital kalp hastalıkları
veya
E. Operasyon yapılmış hastalarda aşağıdakilerden en az biri ile beraber;
1. NYHA evre 3-4 konjestif kalp yetersizliği semptomları olan hastalar
2. Siyanozu devam eden hastalar
3. Önemli sol-sağ şantı devam eden ( Qp/ Qs >2:1), hastalar
4. Sağ-sol şantı bulunan hastalar
5. Pulmoner vasküler rezistansı sistemik vasküler rezistanstan büyük olan hastalar
Kalp Kapak Hastalıkları
A. Medikal tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptomları ve laboratuvar bulguları ile ortaya konmuş ciddi ventrikül fonksiyon bozukluğu saptanan orta-ciddi düzeyde darlığı ya da yetmezliği olan cerrahi veya medikal nedenlerle opere edilemeyen (inoperabl) kalp kapak hastalıkları
veya
B. Perkutan girişimsel yöntem uygulanan veya opere edilen hastalarda medikal tedaviye rağmen NYHA evre 4 semptomları devam eden veya operasyon sonrası en az 1 yıl sonra yapılan takipte ciddi ventrikül fonksiyon bozukluğu devam eden kalp kapak hastalıkları.
Koroner Arter Hastalıkları
A. Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina ile birlikte, medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen miyokard perfüzyon sintigrafisinde sol ventrikülün en az %30’unu etkileyen iskeminin saptandığı koroner arter hastalığı
veya
B. Medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen, bir veya daha fazla koroner arterde en az %50 oranında darlığın anjiyografik olarak gösterildiği Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina pektorisi olan koroner arter hastalığı
veya
C. Medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen, Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina ile birlikte ciddi sol ventrikül fonksiyon bozukluğunun (EF<%30) olduğu koroner arter hastalığı
Kalp Transplantasyonu
L. DAMAR HASTALIKLARI
Sistemik kökenli ve tedavisi mümkün olmayan, çalışmayı etkileyen, kısa mesafe kladikasyonu olan, iskemik yara ve trofik bozukluğa yol açan arteriyel tıkanıklık (ABI 0.5’den az)
Tedavisi mümkün olmayan büyük arter anevrizmaları (aort v.b.)
Tedaviye rağmen tekrarlayan veya inatçı, geniş ülserasyona neden olan venöz staz
Tedavisi mümkün olmayan ağır lenfödem ve elefantiyazis
M. GENİTOÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI
Böbrek fonksiyon bozukluğu:
A. Kronik hemodiyaliz veya periton diyalizi
veya
B. Böbrek transplantasyonu
veya
C. En az 3 ay boyunca serum kreatinin düzeyinin sürekli 4 mg/dl (en az 3 kez 3 farklı zamanda) veya üzerinde olması veya kreatinin klirensinin 30 ml/dk veya altında bir değere düşmesi ile beraber aşağıdakilerden en az ikisi;
1. Patolojik kırıklar
2. Kalıcı motor ve duyusal nöropati (EMG ile tespit edilen)
3. Kalıcı aşırı sıvı yüklenmesi sendromu beraberinde:
a. Diastolik kan basıncının 110 mmHg veya üzerinde olduğu diastolik hipertansiyon olması ( ambulatuar kan basıncı monitörizasyonu ile tespit edilen)
veya
b. Tedaviye rağmen devam eden inatçı vasküler konjesyon bulguları (telegrafi, ekokardiografi ve klinik bulgular ile desteklenen)
4. Takip eden 6 aylık süreçte en az 30 günlük ara ile değerlendirme sonrası hesaplanan ve vücut kitle indeksinin 18.0’in altında olması ile tanımlanan kilo kaybının olduğu inatçı anoreksi.
Nefrotik sendrom; anazarka tarzı ödem ile birlikte tedaviye rağmen en az 3 ay süren ve;
A. Serum albümin düzeyinin 3.0 gram/desilitre (100 ml) veya altında ve 24 saatlik proteinüri miktarının 3.5 gram veya üzerinde olması
veya
B. 24 saatlik proteinüri miktarının 10.0 gram ve üzerinde olması
Üretra darlıkları sürekli sonda kullanmayı gerektiren veya sürekli sistostomi
Üreterosigmoidostomi, üreterokuteneostomi, post operatif kalıcı fistüller, total inkontinans
Penis ve testislerin birlikte yokluğu ve idrarın sürekli akması
N. ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI
Hipofiz ve Hipotalamus Bez Hastalıkları
Cerrahi ve tıbbi tedaviye cevap vermeyen hastalıklar. (Çevre dokulara invaze olan, körlüğe v.b. neden olan adenomlar)
Tiroid ve Parotiroid Bez Hastalıkları
A. Hipoparatiroidiye bağlı tedaviyle düzeltilemeyen hipokalsemi, hiperfosfatemi ve yumuşak doku kalsifikasyonları
B. Hiperparatiroidiye bağlı tedaviye cevap vermeyen ağır hiperkalsemi (kan kasiyum düzeyi ?14 mg/dl )
C. Kanserlerin yol açtığı malign hiperkalsemiler
Adrenal Bez Hastalıkları
A. Tedavi edilemeyen fonksiyonel adrenal bez adenomları
B. Cerrahi ve medikal tedaviyle kontrol altına alınamayan endokrin hipertansiyon (Feokromasitoma, hiperaldosteronizm v.b.)
Cerrahi ve medikal olarak tedavi edilemeyen gastrointestinal nöroendokrin tümörler
Diabetes Mellitus Kronik hiperglisemi veya hipoglisemiye bağlı en az 3 sistemi etkileyen orta-ağır komplikasyonların bulunması (görme kaybı, nöropatiler, periferik damar hastalıkları, retinopatiler ve nefropatiler v.b.)
Metabolizma Hastalıkları
A. Tedaviye rağmen kırıklara yol açan ve sekel bırakan metabolizma hastalıkları(osteogenezis imperfekta, genetik ağır osteomalaziler v.b.)
B. Porfiria (konjenital eritropoetik porfiria)
O. SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI
Kronik Pulmoner Yetmezlik: Kronik obstruktif akciğer hastalığı, kronik restriktif akciğer hastalığı, klinik olarak belgelenmiş akciğer hastalığına bağlı olarak gaz değişiminde kronik kalıcı bozulma olan durumlar
A. Ağır fonksiyonel etkilenme; istirahat PO2 değeri 50 mmHg’dan az veya 60 mmHg’nın altında ve beraberinde pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale, egzersizle artan ağır hipoksemi bulgularının olması
veya
B. İdame tedaviye rağmen ağır veya çok ağır dispne (Modified medical research council, MMRC 3-4), şiddetli fizik muayene bulguları ve spirometride hastalıkların tanısı dikkate alınarak; FEV1<%45; FVC<%45; DLCO<%45 veya VO2 maks<15ml/kg-dk olması
Bronş Astımı
A. Birer hafta arayla usulüne uygun yapılan 3 spirometri ölçümü ile kalıcı ağır fonksiyonel bozukluğun gösterilmesi ( FEV1/FVC<%55, FEV1<%40)
veya
B. Spirometriye uyum sağlayamayan hastalarda; hastanın yılda en az 6 kez astım atağı ile acil servise başvurmuş olması ve arteriyel kan gazlarında en az hafif veya orta dereceli hipoksemisi bulunması
(Astımda maluliyet için rapor düzenlenmeden önce optimal tedavi yapılmış ve klinik stabil dönem sağlanmış olmalı ve değerlendirme en az 12 haftalık tedaviden sonra yapılmalıdır.)
Uykuda solunum bozuklukları
A. Ağır fonksiyonel kayıp; uykuda solunum bozukluğunda polisomnografide belirgin noktürnal desaturasyon bulunması ve bu kronik noktürnal hipoksemiye bağlı pulmoner hipertansiyon veya kor pulmonale gelişmesi
veya
B. Apne hipopne indeksi (AHİ) >30 olup CPAP tedavisini tolere edememesi veya yeterli kompliyans sağlanamaması
Tüberküloz
Çoklu ilaca dirençli tüberküloz (İki yıl sonra tekrar değerlendirilir.)
Bronşektazi
A. Yaygın hastalığa bağlı olarak pulmoner fonksiyonun bozulması, (kronik pulmoner yetmezlik bölümünde yer alan uygun kriterler altında değerlendirilir.)
veya
B. Hastane başvurusu gerektiren , pnömoni veya hemoptizi ataklarının veya solunum yetmezliğinin yılda en az 6 kez tekrarlaması.
(Bu değerlendirmenin yapılmasına esas sağlık kurulu raporunda hastanın ardışık olarak en az 12 ay izlendiği belirtilmiş olmalıdır.)
Kistik Fibrozis
A. Yaygın hastalığa bağlı olarak pulmoner fonksiyonun bozulması (kronik pulmoner yetmezlik bölümünde yer alan kriterler altında değerlendirilir.)
veya
B. Hastane başvurusu ile intavenöz veya nebulizer antibiyotik tedavisi gerektiren; pnömoni ve enfeksiyon atakları veya solunum yetmezliğinin yılda en az 6 kez tekrarlaması
(Bu değerlendirmenin yapılmasına esas sağlık kurulu raporunda hastanın ardışık olarak en az 12 ay izlendiği belirtilmiş olmalıdır.)
7. Akciğer Transplantasyonu
Not;
- Arter kan gazları için kan alınırken hastanın en az 15 dakikadır istirahat halinde olması, 30 dakikadır oksijen tedavisi almıyor olması ve hastanın optimal tedavi altında bulunması gereklidir. En az bir gün arayla tekrarlanmış iki ayrı arter kan gazı(AKG) sonucu olmalıdır.
- Spirometrik incelemeler hastanın sağlık durumunun en iyi olduğu zamanda ve obstruksiyon bulgusu varlığında kısa etkili bronkodilatör inhalasyonundan en az 10 dakika sonra yapılmalıdır.
- Dispnenin değerlendirilmesi MMRC dispne skalasına göre yapılır. Klinik, spirometrik ve arteriyel kan gazı bulguları ile fonksiyonel etkilenmenin derecesinde netlik sağlanamazsa kişilerde pulmoner egsersiz testi sonuçları dikkate alınır (kardiyo pulmoner egzersiz testi (KPET) ve 6 dak. yürüme testi)
P. DİĞER
AIDS
A. Tedaviye rağmen CD4 kan lenfosit sayısının<200 mm³
veya
B. Ağır immünyetmezlik semptomları görülen hastalar (fırsatçı enfeksiyon, kanser, kaposi sarkomu v.b.)
Mevcut hastalık listelerinin dışında kalan, tedaviye rağmen çalışma olanağının bulunmadığı hastalıklar.
Birden fazla hastalığın bir arada olduğu, tedaviye rağmen çalışma olanağının bulunmadığı durumlar.
[1] Efektif ambulasyon sağlayamama, ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama
Efektif ambulasyon, günlük yaşam aktivitelerini devam ettirebilmek için yeterli bir mesafeyi makul bir yürüme hızıyla sağlayabilme yeteneğine sahip olmayı ifade eder. Efektif ambulasyon sağlayamama, yürüme yeteneğinde ciddi kısıtlanma olduğunu ve genellikle her iki alt ekstremitenin yetersizliği sonucu kullanılan yardımcı cihaz/cihazlar ile her iki üst ekstremite fonksiyonun limitlendiğini gösterir.
Aşağıdakilerle sınırlı kalmamak üzere, efektif ambulasyonu sağlayamama şu örnekleri içerir.
- Tekerlekli sandalye düzeyinde olmak,
- İki baston, iki kanadyen, walker v.b. mekanik destek ve/veya yardımcı cihaz olmadan yürüyememek,
- Tek el desteğine rağmen yardım olmaksızın yürüyememek, standart toplu taşım araçlarını kullanamamak, rutin aktiviteleri sürdürememek v.b.
- Bilateral üst ekstremite yardımcı cihaz/cihazlarına ihtiyaç duyulmadığı veya uygun olmadığı hallerde de (ankiloz, diz kalça ve ayak bileğinin kontraktürü, ileri düzeyde kas hastalıkları, Parkinson v.b.) efektif ambulasyon sağlanamayabilir.
Evde yardımcı cihaz kullanmadan bağımsız yürümek ambulasyonu efektif sağladığı anlamına gelmemektedir.
İnce ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama, her iki üst ekstremite fonksiyonlarında ciddi kayıp sonucu, kişinin etkilenmiş ekstremiteleri kendine bakım veya günlük yaşam aktivitelerinde kullanamadığını ifade etmektedir. (El beceri testleri, günlük yaşam aktivitesi ölçekleri ile değerlendirilerek.)
[2] Tedaviye direnç protokollerinin uygulandığını gösteren tıbbi belge ve dokümantasyonlarının dosyada mevcut olması gerekir.
[3] Antineoplastik tedavi: Cerrahi, radyoterapi, sistemik antikanser tedavilerinin tümünü içerir.
[4] İki ayda bir, en az bir kez
[5] Efektif ambulasyon sağlayamama, ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama
Efektif ambulasyon, günlük yaşam aktivitelerini devam ettirebilmek için yeterli bir mesafeyi makul bir yürüme hızıyla sağlayabilme yeteneğine sahip olmayı ifade eder. Efektif ambulasyon sağlayamama, yürüme yeteneğinde ciddi kısıtlanma olduğunu ve genellikle her iki alt ekstremitenin yetersizliği sonucu kullanılan yardımcı cihaz/cihazlar ile her iki üst ekstremite fonksiyonun limitlendiğini gösterir.
Aşağıdakilerle sınırlı kalmamak üzere, efektif ambulasyonu sağlayamama şu örnekleri içerir.
- Tekerlekli sandalye düzeyinde olmak,
- İki baston, iki kanadyen, walker v.b. mekanik destek ve/veya yardımcı cihaz olmadan yürüyememek,
- Tek el desteğine rağmen yardım olmaksızın yürüyememek, standart toplu taşım araçlarını kullanamamak, rutin aktiviteleri sürdürememek v.b.
- Bilateral üst ekstremite yardımcı cihaz/cihazlarına ihtiyaç duyulmadığı veya uygun olmadığı hallerde de (ankiloz, diz kalça ve ayak bileğinin kontraktürü, ileri düzeyde kas hastalıkları, Parkinson v.b.) efektif ambulasyon sağlanamayabilir.
Evde yardımcı cihaz kullanmadan bağımsız yürümek ambulasyonu efektif sağladığı anlamına gelmemektedir.
İnce ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama, her iki üst ekstremite fonksiyonlarında ciddi kayıp sonucu, kişinin etkilenmiş ekstremiteleri kendine bakım veya günlük yaşam aktivitelerinde kullanamadığını ifade etmektedir. (El beceri testleri, günlük yaşam aktivitesi ölçekleri ile değerlendirilerek